₺0,00

Sepetinizde ürün bulunmuyor.

Faciadan protestolara: Yunanistan’da neler oluyor?

28 Şubat 2023. Yunanistan’da Atina-Selanik seferini gerçekleştiren bir yolcu treni gece saatlerinde ticari bir trenle çarpıştı. Meydana gelen faciada en az 57 kişi yaşamını yitirirken en az 85 kişinin de yaralandığı Yunanistan makamlarınca bildirilmişti. Trenlerin çarpışması Yunanistan’ın Teselya bölgesinde bulunan Tempi yakınlarında gerçekleştiği için olay kamuoyunda “Tempi Tren Kazası” olarak anılıyor.

Olayın ardından Yunanistan’da 3 günlük ulusal yas ilan edilmiş ve dönemin Ulaştırma Bakanı Kostas Karamanlis istifasını sunmuştu. Ancak, ulusal yas ve istifa Yunanistan halkının öfkesini dindirmeye yetmedi. Olayın ardından pek çok yerde protesto gösterileri düzenlemiş ve sendikalar grev çağrısı yapmıştı.

28 Şubat 2025. Olayın ikinci yıl dönümünde Yunanistan’da anma ve protesto için yüz binlerce kişi sokaklara döküldü, deyim yerindeyse hayatı durdurdu. Uçuşlar, demir yolu ve feribot seferleri iptal edildi. Ulaşımdaki 24 saatlik genel grev dolayısıyla toplu taşıma neredeyse durma noktasına geldi. Öğrenciler sokaklardaydı. Doktorlar, avukatlar ve öğretmenler grevi destekledi.

Yunanistan’da yaşananlar bir anmanın ve klasik protesto gösterilerinin ötesine geçmiş durumda. Günlerdir yaşananlar bu durumun bir göstergesi niteliğinde. Eylemciler, Yunanistan’da kurumların işlevsizliğine, yetersizliğine ve denetimsizliğe karşı çıkmak için protestoları büyüttüklerini dile getiriyor.

Yunanistan’da yaşananları, yerinde takip eden gazeteci Vedat Yeler ile konuştuk.

“YILLARDIR SÜREN İHMALLERİN BİRİKİMİ”

Yunanistan’da günlerdir süren protestoların gelinen aşamada bir “kazanın” ya da ihmallerin etkisinden çok daha fazlasını ifade ettiğini belirten Yeler, “57 kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan trajik olay, ülkedeki demiryolu altyapısının ciddi eksikliklerini, yolsuzlukları ve hükümet ile birlikte Yunan devletinin bu konudaki yıllardır süregelen ihmallerini gözler önüne serdi. İktidara veya devlete olan ‘güven’ meselesi toplumun büyük bir bölümünde zedelendi. Protesto ve sokakta hak arama bilinci gelişkin bir toplum var ama burada en çarpıcı şey, bu birikimin ötesinde gözlemlediğim; sağa yakın olan insanların da protestolarda yer almasıydı” dedi.

“HÜKÜMETE YÖNELİK ÖFKE BÜYÜYOR”

Hükümetin bu trajik olaya verdiği tepkilerin olayın toplumda yarattığı travmanın daha da büyümesine neden olduğunu belirten Yeler, “Başbakan Miçotakis, kazanın sadece insan hatasından kaynaklandığını vurguladı ve hükümetin hiçbir şekilde sorumluluk taşımadığını savundu. Ancak hükümetin açıklamaları, yaşamını kaybedenlerin aileleriyle dayanışma içinde olan teknik uzman ekibin çabaları sonucu geçtiğimiz aylarda ortaya çıkan yeni deliller ve artan kamuoyu tepkisiyle birlikte sarsılmaya başladı. Başta muhalefet olmak üzere çeşitli siyasi partiler, hükümetin ihmallerini ve olayın üzerini örtmeye yönelik tutumunu eleştiriyor ve ‘istifa’ talep eden bir noktada duruyor” diyerek hükümete yönelen öfkenin arttığını belirtti.

“TEPKİLER SADECE OLAYLA SINIRLI DEĞİL”

Protestoların Tempi kazasından çok daha büyük bir anlam taşıdığını belirten Yeler, “Sadece demiryolu güvenliği değil, hükümetin yıllardır uyguladığı kötü yönetim, ekonomik zorluklar ve sosyal adaletsizlik de protesto ediliyor. Öğrenciler, sendikalar ve halk, sadece kazanın sorumlularının cezalandırılmasını talep etmekle kalmayıp aynı zamanda hükümetin son yıllardaki kararlarını, yasal düzenlemelerini de sorguluyor. Düzenlenen kitlesel protestolar, hükümetin yönetim tarzına yönelik geniş bir karşıtlık oluşturarak büyük bir toplumsal yankıya dönüştü” dedi.

Protestoların hükümetin sonunu getirecek bir güce sahip olup olmadığı konusunda hükümetin bu noktadan sonra nasıl tepki vereceğine bağlı olduğunu dile getiren Yeler, “Ancak şu anda, muhalefet partilerinin ve halkın baskıları, hükümetin ciddi bir güven kaybı yaşadığını ve mevcut yönetimin ciddi bir sınavdan geçtiğini gösteriyor. Miçotakis hükümetinin geleceği, sadece Tempi kazasının sorumlularının cezalandırılmasına değil, aynı zamanda halkın hükümete duyduğu güvenin yeniden inşa edilip edilemeyeceğine bağlı olacaktır” dedi.

“ADALET VE ŞEFFAFLIK TALEPLERİ ÖNE ÇIKIYOR”

Yunanistan’daki kitlesel protestoların öznelerinin, temelde adalet, şeffaflık ve sorumluların cezalandırılması gibi taleplerle sokaklara çıktığını belirten Yeler, “Bu talepler, Tempi felaketine karşı duyulan öfkenin çok ötesine geçiyor. Öğrenciler, sendikalar ve halk, hükümetin sorumluluğunu kabul etmesini istiyor ve bu sorumluluk yalnızca kazanın sorumlularının cezalandırılması ile sınırlı kalmıyor. Halk, yıllardır süregelen ekonomik zorluklar, sosyal eşitsizlik, eğitimdeki başarısızlıklar ve hükümetin şeffaflık eksikliği konusunda da hükümetten hesap vermesini istiyor. Protestoların büyüklüğü, bu taleplerin ne kadar yaygın ve güçlü olduğunu gösteriyor” dedi.

Yunanistan’da Haftada 6 Günlük Çalışma: Yeni bir Başlangıç mı?

Çoklu Kriz 2025*

Trump ile Dünyayı Daha Zor Günler Bekliyor