Almanya’da aşırı sağcı Almanya İçin Alternatif Partisi’nin (AfD) yükselmesini incelemeye devam ediyoruz. Dosyanın ilk bölümünde Almanya özelindeki verilerle hareket ederek genel bir tablo ortaya çıkarmıştık. Dosyanın ikinci bölümünde ise Almanya’da AfD’nin yükselmesinin sebeplerini, Koalisyon Hükümeti’nin (SPD-FDP-YEŞİLLER BİRLİK) “yanlış” politikalarını ve tabii ki Sol Parti’nin (Die Lınke) aşırı sağın güçlenmesindeki etkisini konuşuyoruz. Die Lınke’den iki dönem milletvekilliği yapan Hakan Taş konuğumuz:
Almanya’daki anketlerde bir süredir aşırı sağcı AfD yükselişte. Sizce AfD neden yükseliyor?
Almanya’da son 9 yıldır Almanya için “alternatif” olduğunu savunan AfD, maalesef giderek daha fazla seçmeni kendi etrafında toplamayı ve oylarını artırmayı başarıyor. 2015 yılında Suriye ve Irak’taki IŞİD saldırıları sonrası, bölgede yaşayan insanlar yaşamak için ülkelerini terk ederek farklı ülkelere sığındılar. Bu ülkeler arasında o dönem yaklaşık bir milyon Suriye vatandaşını mülteci olarak kabul eden Almanya bulunuyor.
O dönem Almanya’da CDU (Almanya Hristiyan Demokrat Birliği) partisinden Başbakan Angela Merkel’in meşhur bir söylemini hepimiz hatırlıyoruz! Angela Merkel, “Bunu başaracağız” söylemiyle özellikle AfD’nin büyük tepkisine sebep olmuştu.
Aradan geçen yıllar içerisinde yaşanan tüm olumsuzluklardan, ülkeye kabul edilen mülteciler sorumlu tutuldu. 1 milyon Suriyelinin yanı sıra Afganistan, Irak ve bazı Afrika ülkelerinden mültecilerin Avrupa’ya gelmesiyle birlikte mevcut sosyal sorunlarda artışlar gözlendi. Bunların başında da o yıllarda (2015) işsizliğin artışı ve konut yetersizliğini sayabiliriz.
RUSYA-UKRAYNA SAVAŞININ ETKİSİ
Son iki yıl içinde Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan savaş ve bu savaş sonrasında Almanya’da hayat pahalılığının yükselmesi, temel gıda ürünlerindeki zamlar ve tüm dünyada olduğu gibi enflasyondaki artış ve sosyal alandaki kısıtlamalar da AfD’nin yükselmesine sebep olarak gösterilebilir. Yaşanan tüm bu olumsuzluklara yönelik, özellikle hükümet partilerinin yeterli cevaplar verememesi ya da yeterli politikalar üretememesi de AfD’nin oylarının artmasına sebep olarak kuşkusuz gösterilebilir. Özellikle yeni eyaletlerde yapılan anketlerde AfD en güçlü parti konumunda ve yüzde 23’ün üzerinde oy alması bekleniyor.
Peki AfD’deki bu yükseliş nasıl durdurulur?
Hükümetin sosyal kısıtlamaları geri alması gerekiyor. Temel gıda fiyatlarında ve enerji fiyatlarındaki artışın önlenmesine yönelik somut adımlar atması gerekiyor. Bunların yanı sıra konut ihtiyacını karşılayabilmek için devlet tarafından desteklenen sosyal konutların yapılması ayrı bir önem taşıyor. Bunların yanı sıra Almanya’ya gelen mültecilerin özellikle Almanya’daki mevcut kalifiye eleman sıkıntısını gidermek için hızlı bir şekilde meslek eğitimine yönlendirilmesi ve hemen çalışma izinlerinin verilmesi gerekiyor. Tabii ki son olarak topluma uyum açısından katılımcı bir politikanın hayata geçirilmesi ve buraya gelen ve artık burada yaşayan insanların toplumun bir parçası olarak kabul görmesi gerekiyor.
Az önce verdiğiniz yanıtlarda AfD’nin yüzde 23 bandında oy almasının beklendiğini söylediğiniz. AfD’nin oylarını yükselttiği durumda, ileride bir gün hükümetin ortağı olabilir mi?
Federal düzeyde önümüzdeki yıllarda bu tehlikeyi görmüyorum. Ancak bu yıl ve önümüzdeki yıl yapılacak Saksonya-Saksonya Anhalt, Thüringen ve Brandenburg eyaletlerinde AfD’nin birinci parti olacağından yola çıkacak olursak… Bu tehlikenin oluşabileceğini görmemiz mümkün. Dolayısıyla tüm demokratik partilerin, AfD ile iş birliği yapmayacakları yönündeki söylemlerin daha güçlü kullanılması gerekiyor.
Bir yandan AfD yükseliyor, diğer yandan Die Lınke yani Sol Parti bir düşüş yaşıyor. Sol Parti son Federal düzeydeki seçimlerde yüzde 4.9 oy almıştı, mevcut anketlerde yüzde 3 ila 4 bandında görünüyor. Sol Parti neden düşüşte?
Sol Parti içerisinde son yıllarda yaşanan tartışmalar maalesef doğru çözümler üretilmediğinden bölünmeyi beraberinde getirdi. Sahra Wagenknechtin önderliğinde mecliste Sol Partiden ayrılarak yeni kurulan BSW, Sol Parti seçmenlerinden de oylarını alabilecek konumda görünüyor. Bu gelişmeler Sol Parti’nin önümüzdeki yıllarda daha da fazla güç kaybetmesine sebebiyet verebilir.
AfD’nin yükselmesinde solun eksikliği var mı?
Sosyal alandaki kısıtlamalara ve giderek artan savaşlara karşı Sol Partiler maalesef halkı kendi saflarına çekmeyi beceremediler ve mevcut sorunlara karşı doğru politikaları halkın katılımıyla üretemediler. Sol Partilerin yeniden kendilerini toparlaması maalesef uzun sürecek gibi gözüküyor… Umarım Sosyal Demokrat Parti ve Almanya’daki Yeşiller de, Rusya-Ukrayna arasındaki tek çözümün barış olduğunu ve barış görüşmelerine de en kısa zamanda başlanması gerektiğine pek yakında ikna olurlar! Daha fazla silahın Ukrayna’ya verilmesi savaşın daha da büyümesine ve maalesef daha fazla insanın ölmesine sebebiyet verecektir.
Son olarak AfD nasıl bir tehlike?
Aşırı sağ söylemleri, mecliste azınlıkları dışlayıcı politikalarıyla ve “önce Almanlar” söylemiyle Almanya’da yaşayan birçok azınlık açısından AfD, başta LGBTİ+ bireyleri olmak üzere, bu ülkede yaşayan mülteciler ve göçmenler açısından da ayrı bir tehlike oluşturuyor. Bunun yanı sıra Avrupa Birliği karşıtı politikalarıyla da tüm Avrupa açısından büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız. Aşırı sağ partilerin önümüzdeki Avrupa Birliği (AB) seçimlerinde alacakları oylar Avrupa’nın geleceğini tehlike altına sokabilir.