Eğitim fakültelerinin dört yıllık lisans programlarından mezun olarak kamuda görev yapmayı bekleyen, yani atan(a)mayan öğretmenlerin sayısının 1 milyonu geçtiği tahmin ediliyor. Atanması yapılmayan öğretmenler, Türkiye’nin zorlu yaşam koşullarındaki bu bekleyiş sürecinde farklı meslek alanlarına yöneliyor ve geçimini sağlamaya çalışıyor.
Öğretmenlerin kamuya atanabilmesi için mezun olmalarının yanında Kamu Personeli Seçme Sınavı’nda da başarılı bir grafik sergilemeleri gerekiyor. İlk kez 1999 yılında Devlet Memurluğu Sınavı (DMS) olarak Türkiye’nin gündemine gelen kamuda sınav sistemi, 2001’de Kurumlar için Merkezi Eleme Sınavı (KMS) ve ardından meşhur Kamu Personeli Seçme Sınavı’na (KPSS) dönüştü.
KPSS ve sonrasındaki mülakat süreci, yoğun tartışmalar arasında sürüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 31 Mart 2024 seçimleri öncesinde “mülakatı kaldıracağız” söyleminin ardından umutlanan öğretmenler, iktidardan umduğunu bulamadı. Öğretmenler, mülakat sürecine karşı oldukça tepkili. Defalarca sınava ve mülakata girip atanmaktan umudunu kesen de var, her defasında yeniden deneyeceğim diyen de…
Geçtiğimiz günlerde yapılan kabine toplantısının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in öğretmen atamalarına dair açıklamalar yapacağını belirtti. Yusuf Tekin’in açıkladığı 20 bin öğretmen ataması, pek çok öğretmeni memnun etmemiş görünüyor.
Atan(a)mayan öğretmenler genellikle sayısal verileri üzerinden, yani atama sayıları ve atama bekleyen öğretmen sayısı üzerinden gündeme geliyor. Ancak atama sonrasında da sorunlar bitmiyor. Onca zahmetten sonra atanabilen öğretmenlerin ekonomik durumları, çalışma koşulları ve öğretmene şiddet haberleri de sık sık gündeme geliyor. Geçtiğimiz günlerde bir öğrencisi tarafından silahlı saldırıya uğrayan öğretmenin yaşamını yitirmesi ülkede gündemin ön sıralarına yerleşmişti.
Peki, atanma sonrası da ciddi sorunlarla baş etmek zorunda kalan öğretmenler atama beklerken neler yapıyor, neler hissediyor ve bu süreci nasıl geçiriyor?
Bu dosyamızda atanamayan öğretmenlerin neler yaşadığı, hangi meslek alanlarına yöneldiği, umutları ve umutsuzlukları üzerine konuştuk.
“ATANMAYA DAİR BİR UMUDUM KALMADI”
5 yıldır atama beklediğini söyleyen sınıf öğretmeni Emel öğretmen* ile süreçte yaşadıkları üzerine konuştuk. Atanmaya dair umudunun kalmadığını belirten Emel öğretmen ailesinin ısrarıyla her yıl KPSS’ye girdiğini belirtti. Sürecin yıpratıcı olduğunu eklerken, yaşamsal beklentileri karşısında sürekli başarısızlık hissinin psikolojik anlamda yıpratıcı olduğunu söyledi.
“MÜLAKAT SÜRECİNİN ŞEFFAF YÜRÜTÜLDÜĞÜNÜ DÜŞÜNMÜYORUM”
Mülakat deneyimleri olan arkadaşlarıyla görüştüğünde de aynı hislerde buluştuğunu, mülakat sürecinin şeffaf ve etik yürütüldüğünü düşünmediğini söyleyen Emel öğretmen mülakat kurullarının yer yer gündelik sohbet havasında geçebilecek sorular sorduğunu ve adayları zorlamadığını duyduğunu belirtti. “Kimi kurullar ise akademik anlamda adayları oldukça zorluyor, bunu duyuyoruz ve bu durum eşitsiz bir rekabet ortamına neden oluyor ve nihayetinde sürece dair güvensizlikle sonuçlanıyor” dedi.
“HİÇBİR YERDE ÖĞRETMEN OLARAK GÖRÜLMÜYORUM”
Bir kolejde öğretmen olarak çalıştığını, uzayan mesai saatlerinden ve ekonomik yetersizlikten rahatsız olduğunu dile getiren Emel öğretmen “Otobüs kartından tutun, müze kartına kadar hiçbir yerde öğretmen olarak görülmüyorum ve hakkımı alamıyorum. Kamuda daha az çalışma saatleri ve daha yüksek maaş varken özel sektörde durum bunun tam tersi. Akşamları ödev kontrolleri, hafta sonu veli aramalarıyla neredeyse 7/24 mesai yapıyorum. Her sene sözleşme stresi ve tehdidiyle yaşamak da cabası” diyerek kamu ile özel sektör arasındaki eşitsizliğe vurgu yaptı.
“ATANMA İHTİMALİ GÜNDEN GÜNE ZORLAŞIYOR”
Milli Eğitim Bakanının açıkladığı atama sayılarının yetersiz olduğunu dile getiren Emel öğretmen atanma ihtimalinin günden güze daha da zorlaştığını belirtirken “Ben eğitim fakültesine başladığımda atama bekleyen on binlerce insan vardı. Her sene binlerce mezun öğretmen var. Bu sayı her geçen sene daha da artıyor, yani bu sayı sanıldığı gibi erimiyor. Ücretli öğretmenlik devletin bu konuda güç bulduğu bir uygulama. Bu uygulamanın kaldırılması gerekiyor.” diyerek sözlerini sonlandırdı.
“KONTENJANLAR AÇIKLANANA KADAR ATANMAYI DÖRT GÖZLE BEKLİYORDUM”
Geçtiğimiz yıl Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olan ve KPSS’nin ardından atama sürecini beklediğini belirten Nehir öğretmen* ise bu süreçte yaşamını devam ettirmek için özel sektörde alanı dışında bir işe girdiğini belirtti: “Özel sektördeki çalışma saatleri ve maaş durumuyla kamudaki durum arasında bir orantısızlık olduğu için atanmayı dört gözle bekliyordum.” diyen Nehir öğretmen bu yıl rehber öğretmen alanında 1597 kontenjan açıldığını ve bölüme giren öğrenci sayısıyla kamuya alımda açıklanan kontenjan arasında bir tutarsızlık olduğunu söyledi.
“OBJEKTİF BİR DEĞERLENDİRME İSTİYORUZ”
Sınav sonrasında mülakat sürecinin de ayrı bir karmaşa yarattığının altını çizen rehber öğretmen Nehir, yönelttiğimiz mülakat sorusuna mizahi bir dille yanıt verdi: “Herkes tanıdık birini bulmaya çalışıyor. Akraba kaynaştırma programı gibi bir şey oldu. Dayılarımızla yoksa bu kadar sık görüşmüyorduk. İzahı olmayan şeylerin mizahı olur hesabı. Mülakatın kaldırılması… Atamayı bekleyen öğretmen olarak en büyük temennilerimden biri. Objektif bir değerlendirme istiyoruz.”
“GELECEĞİM HAKKINDA KAYGILIYIM”
Özel sektördeki çalışma süreçlerinin kendisini yıprattığını belirten Nehir öğretmen, bütün bir nesil olarak verdiği emeklerin maddi ve manevi olarak karşılığını alamadıklarının ve yoksulluğa mahkum edildiğinin altını çizdi. Bir yandan KPSS’ye çalışmanın bir yandan da yaşamını sürdürmenin zor olduğunu sözlerine eklerken “Bunların üstüne ailemizin ve çevremizin atanma konusunda bize yapmış olduğu baskı çok ağır geliyor. Birçok arkadaşımızı ve öğretmen adaylarını gerek fiziki anlamda gerekse psikolojik olarak bu süreçte kaybediyoruz. Kimse farkında mı bilmiyorum ama bu çok acı bir şey ve normal değil” diyerek sözlerini sonlandırdı.
“ATAMA YAPILANA KADAR DENEYECEĞİM”
Yeni mezun Nedim öğretmen* atanmayı dört gözle beklediğini, ilk girdiği sınavda iyi de başarı elde ettiğini ancak açıklanan atama sayılarının kendisini hayal kırıklığına uğrattığını belirtirken “Atanmaya dair umudum hâlâ var, yeniden ve yeniden deneyeceğim. Atanana kadar uğraşacağım çünkü mesleğimi yapmak istiyorum.” dedi.
“TASARRUFU MAKAM ODALARINDA YAPMALILAR”
Atama sayılarının artacağı yönündeki haberlerin ardından umutlandığını belirten Nedim öğretmen mülakatların kalkacağı yönündeki sözlerin tutulmadığını ve bu durumun güvensizlik yarattığını sözlerine ekledi. “Sözde mülakat kalkacaktı. Bu sözleri kim verdi? Başka bir ülkenin yetkilisi vermedi. Verilen sözlere rağmen kimse tek bir ses çıkaramıyor. İnanması gerçekten güç… Ayrıca kamuda tasarruf yapılacağı yönünde basından haberler okuyoruz. Eğitimde tasarruf yapılamaz, tasarrufu makam odalarında yapmalılar.” diyerek sözlerini sonlandırdı.
___________
*Konuştuğumuz öğretmenlerin her biri isimlerini verme konusunda çekincelerini dile getirdiler. Dolayısıyla biz de öğretmenlerin çekincelerini dikkate alarak müstear isim kullanmayı tercih ettik.
Bakanlık’tan Medrese Müfredatı: Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli