Öğretmenler Şiddete Tepki Göstermeye Çağırıyor

İktidarın ortaya koyduğu eğitim politikaları sonucunda öğretmenler itibarsızlaştırılıyor. Bunun sonucunda da okullarda şiddet vakaları artıyor. Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak öğretmenlerin itibarsızlaştırıldığını vurgularken, Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası Hukuk Sekreteri Umut Erkurt ise piyasalaşan eğitimin şiddetin önünü açtığını söyledi. 

Türkiye’de son yıllarda öğretmenlere yönelik şiddet her geçen gün artıyor. Kimi zaman veliler kimi zamansa öğrenciler dahi öğretmenlere fiziksel saldırıda bulunuyor. Eğitimde şiddetin son örneği geçtiğimiz günlerde İstanbul’da Özel Eyüpsultan Final Akademi Anadolu Lisesi’nde yaşandı. Y.K. isimli öğrenci okuldan atılması nedeniyle okul müdürü İbrahim Oktugan’u silahla öldürdü. Okul müdürünün öldürülmesine tepki gösteren eğitimciler, yaşanan şiddete karşı çıkmak için eylem kararı aldı. Eğitimciler çarşamba ve perşembe günü okullarda siyah giyerek şiddete karşı kokart takarken, bugün ise iş bırakacak. 

Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, öğretmenin itibarsızlaştırılmasının şiddeti olaylarını etkilediğine dikkat çekti. Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) öğretmenlere sahip çıkmadığını belirten Irmak, “Öğretmenler çocuklara bir şey söyleyemiyor. Öğretmenler, olumlu yönde davranış biçimi değiştirme noktasında önemli bir özneydi ancak bu şu anda değişmiş durumda. Velilerin baskısı, CİMER’e yapılan şikâyetler, Bakanlığın personeline sahip çıkmaması ve tam aksine öğretmenlerin aleyhinde yaptığı açıklamalar bu şiddet olaylarının hepsini tetikliyor. Öğretmenler, veliler ve öğrenciler için hedef hâline getiriliyor. Türkiye’de bir toplumsal histeri meselesi var. Ekonomik yetmezlik, geçinememe çözülemeyince bu durum, dışarıya farklı davranış biçimleri olarak yansıyor. Bu da daha çok şiddet olarak açığa çıkıyor.” diye konuştu.

Irmak, “Eğitim emekçileri, uğradıkları şiddet karşısında çok savunmasız. Saldırıya maruz kaldıklarında ispat edebilme, darp varsa ve rapor alabiliyorsa ancak cezalandırma durumu oluşuyor. Ancak öğretmene bağırma ve tehdit etme de bir şiddettir. Bütün bunlara dönük yasal bir düzenleme olması gerekiyor. Okullar çok güvensiz. Herkes istediği gibi okula girip çıkabiliyor, öğretmenlere rahatça ulaşabiliyor. Okullarda da gerekli tedbirler alınmalı.” ifadelerini kullandı. 

İMKÂN VERİLEN HERKES ŞİDDET UYGULAYABİLİR

Bu alanda bir de veliler dışında bazı durumlarda kurum sahiplerinin şiddetine maruz kalan özel sektör öğretmenleri bulunuyor. Birçok alanda çok fazla hak gaspına maruz kalan özel sektör öğretmenleri büyük mağduriyetler yaşıyor. Özel Sektör Öğretmenleri Hukuk Sekreteri Umut Erkurt, şiddeti, kendisine imkân verilen herkesin uygulayabileceğinin altını çizdi.

Erkurt, “Yasalar şiddeti uygulayan veya uygulayabilecek kişiye karşı yeterince uygulanmıyor. Patronlar denetim mekanizması içinde tutulmuyor. Öğretmenlerin hakkını savunacak, Milli Eğitim Bakanlığı dâhil hiçbir merci yok. Anayasada ve ceza kanununda bunların hepsinin karşılığı var ancak bütün mesele bunun uygulanıp uygulanmadığı. Bizi tam anlamıyla patronların önüne yem olarak atmış durumdalar. Biz de öğretmeniz, nitelikli çalışanız. Bu ülkenin nitelikli insanları ucuz iş gücü hâline getirilerek yanında olmayan bir bakanlığın eline bakıyor. Sorun bundan kaynaklı. Haklarımız var ama bakanlığımız yok. Patronlar istediği gibi at koşturabiliyor. Müdürler, müdür yardımcıları; öğretmen üstünde tahakküm kuruyorlar. Şiddet uyguluyorlar. Tüm sorun aslında bundan kaynaklanıyor.” dedi.

Bakanlığın kendileri için yok hükmünde olduğunu vurgulayan Erkurt, “Onların yanına gittik, olması gerekenleri söyledik, istedik ama her seferinde kapı duvar olundu. Öğretmenler sendikayla beraber hareket etmeli, bu tip şiddet durumlarında sendikanın hukuk komisyonuyla birlikte yol alması gerekiyor. Yaşananların hiçbiri bireysel şiddet davasına dönüşmemeli. Öğretmenler zaten artık şiddeti gördüğü zaman susmuyor. Şiddet konusunda öğretmenlerin canı boğazında.” diye konuştu. 

PİYASALAŞAN EĞİTİM ŞİDDETİN ÖNÜNÜ AÇIYOR

Erkurt, çözüm noktasında ise şunları söyledi: “Bütün sivil toplum kuruluşları, sendikalar yani eğitimin tüm paydaşları yan yana gelerek sistematik bir çalışma yapmalı. Şiddet herkes için ortak bir konu. Böyle bir yan yana geliş ve yapılacak olan çalışma şiddetle beraber eğitimdeki başka birçok kanayan yarayı da değiştirebilir. Bu kadar denetimsizlik ve sorumsuzluğun içinde biz kendi kendimize bunları yapabiliriz. Devlet kendi yapması gerekeni zaten biliyor ancak adım atmıyor. Sorulması gereken temel soru, bunun neden yapılmıyor oluşu. Ancak bu soruyu tüm kamuoyunun beraber sorması gerekiyor. Piyasalaşan eğitim, şiddetin önünü açıyor. Kamu okullarına baktığımızda da yine bunun bir yansıması var. Vahşi şekilde özelleştirilen eğitim, kamu okulunda da aynı mantıkla oluyor. Özelleşme kamuya yansıyor ve domino etkisi yaratıyor. Sermayeye eğitimin kurban edilmesinden kaynaklanıyor bütün süreç. Öğretmenler eski saygınlığını tamamen yitirmiş durumda. Bizler mesleğimizi yeniden ayağa kaldırmak istiyoruz. ‘Öğretmen burada’ diyecek, öğretmenin temel direklerden biri olduğunu tüm topluma gösterecek bir hareket olursa bunların yaşanmasının önüne geçilebilir.”

ÖĞRETMENLER BUGÜN İŞ BIRAKACAK

Eğitim sendikaları, bugün iş bırakarak Ankara’da Adalet Bakanlığı önünde, diğer illerde de adliye binalarının önünde basın açıklaması yapacaklarını duyurdu. Eğitim-İş tarafından yapılan açıklamada, “Eğitim emekçileri olarak kendimizin ve öğrencilerimizin canından endişe ederek okula gitmek istemiyoruz. Can güvenliğimizin olmadığı bir eğitim sistemini kabul etmiyoruz! Artık yeter! Yaşamak istiyoruz! Eğitimde şiddete karşı çıkmak için, 8-9 Mayıs tarihlerinde iş yerlerimize siyah giyerek ve kokartlarımızla gidiyoruz, 10 Mayıs Cuma günü iş bırakıyor ve Ankara’da Adalet Bakanlığı önünde Genel Merkez düzeyinde, illerde şube ve temsilcilikler düzeyinde adliye binalarının önünde basın açıklaması yapıyoruz. Eğitim iş kolunda örgütlü tüm sendikaları ve kamuoyunu birlikte şiddete karşı daha yüksek tepki göstermeye çağırıyoruz.” ifadelerine yer verildi.

 

Atan(a)mayan Öğretmenler Konuştu: Mülakat Kaldırılsın

Öğretmenler ve Öğrenciler İçin Kamusal Eğitimin Karnesi

Bakanlık’tan Medrese Müfredatı: Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli