Göçmen sorunu, iklim krizi, aşırı sağın yükselişi… Dünya ve Türkiye pek çok sorunla karşı karşıya. Mevcut düzen ve iktidarlar bu sorunlara çözüm üretebilme konusunda yetersiz kalıyor. Dolayısıyla sorunlara alternatif ve eleştirel çözüm arayışları da gündeme geliyor.
Yunanistan’ın eski Başbakanı Yorgo Papandreu, birtakım iş birliği ve ortak çalışmaları üretebilmek adına Türkiye’deydi. Efes Antik Kenti’ni de ziyaret eden Yunanistan’ın dünyaca tanınan eski Başbakanı Papandreu ile iklim krizi, linçlere varan göçmen karşıtlığı, Avrupa’da yükselen ırkçılık ve çağımızın sorunlarını ve çözüm önerilerini konuştuk.
“DÜNYANIN GELECEĞİNE DAİR BELİRSİZLİK VE BİRÇOK KORKU VAR”
Avrupa’da yükselen ırkçılık ve aşırı sağ hakkında neler düşünüyorsunuz ve ne öneriyorsunuz?
Öncelikle şu anda Efes’teyiz ve farklı halkların, farklı etnik kökenlerin, farklı dinlerin bir arada çalışabileceğini gösteriyoruz. Elbette bizler birlikte yaşadık. Burada nüfus mübadelesi yaptık. Burada çok sayıda Rum, Yunanistan’da da çok sayıda Türk vardı. Aslında şu anda inşa etmemiz gereken şey işbirliği yapmak ve geleceğe bakmaktır. Bu noktada, ırkçılığın kullanıldığını düşünüyorum. Dünyada pek çok problem var. Aynı zamanda, birçok güvensizlik var. Geleceğe dair belirsizlik ve birçok korku var.
Ve bazı politikacılar, bazı liderler bu sorunları çözmüyorlar. Sadece güç istiyorlar. Irkçılığı ve duyguları kullanıyorlar. İktidara tutunacak düşmanlar bulmaya çalışıyorlar. Ama sorunları çözmüyorlar. Yalnızca daha fazla sorun yaratıyorlar, daha fazla bölünmeye neden oluyorlar ve toplumları daha az yetenekli hâle getiriyorlar. Bu yüzden ilericiler olarak daha fazla değişmemiz gerektiğini düşünüyorum. Artık büyük sorunlar varken, birbirimizi farklı görmememiz, ırkçı ve yabancı düşmanlığı yaratmamamız için birlikte çalışma zamanının geldiğini söylemeliyiz.
“NEOLİBERAL KAPİTALİZM PEK ÇOK SORUN YARATIYOR”
İklim krizi ve gezegenimizin karşı karşıya kaldığı sosyal krizi nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu durumun nedenleri ve çözümleri nelerdir?
Elbette bu durumun nedeni neoliberal kapitalizmin kuralsız büyümesi, sermayenin dünya çapında kuralsız büyümesidir. Bir zenginlik yaratılmıştır ama bu zenginlik bir yerde yoğunlaştırılmıştır. İnsani hedefler merkezine sahip olmayan bir büyüme yaratılmıştır. Bu büyüme kâr ve güç merkezlidir. İşte bu yüzden çevreyi yok ediyoruz. Bu yüzden büyük eşitsizliklerimiz var. Bu yüzden yoksulluktan mustarip olan ya da gerçekten iyi bir sağlık hizmetine ya da eğitime sahip olmayan insanlarımız var. Bu yüzden yüksek enerji fiyatları ve üzerinde oynanan oyunlar var. Hedeflerimiz olmalı, büyümeliyiz ama sadece şirket kârları için değil, insanı merkeze koyan hedeflerimiz olmalı. Zenginliğin yoğunlaşması güç yoğunlaşmasını da beraberinde getirir. Şu anda yaşanan da budur. Bu güçlü insanların çoğu medyayı satın alıyor, futbol takımlarını satın alıyor, bankaları satın alıyor ve platformları, dijital platformları kontrol etmeye çalışıyor. Yani insanlara yardım etmek yerine onları kontrol etmeye çalışıyorlar.
“KÜRESEL BARIŞA İHTİYACIMIZ VAR”
Türkiye’de ve dünyada şiddete dönüşen göçmen karşıtlığını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Savaşlar, sorunlar ve baskılar nedeniyle göç sayısı artacak ve bu sorunlar varken şimdi iklim krizi nedeniyle sosyal sorunlar da ortaya çıkacak. Bu bağlamdaki tepkileri anlıyorum ama hedef almamız gerekenler göçmenler değil. Aslında göçmenleri topluma nasıl entegre ederiz diye bakmamız gerekiyor. Örneğin, Avrupa’da çok sayıda göçmen var. Daha fazla çalışana ihtiyacımız var ama onları Avrupa değerlerimize dâhil etmemiz gerekiyor. Yani eğitim gibi alanlarda sorunlar yaşanıyor ama bunların düzenlenmesi gerekiyor. Ayrıca insanların Afrika’da, Afganistan’da, Asya’da ve Latin Amerika’da daha iyi yaşayabilmesi için fakir olan veya savaşlar içinde olan ülkelere bu sorunları çözme konusunda yardım edilmesi gerekiyor. Demokrasi olmadığında, otoriter liderlerin olduğu ve savaşların olduğu durumlarda insanlar iyi yaşamıyor. Bu nedenle küresel barışa ihtiyacımız var.
“BİRLİKTE ÇALIŞMAMIZ GEREKİYOR”
Gezegenimizde barış, eşitlik ve özgürlük için nasıl bir yol haritasına ihtiyacımız olduğunu düşünüyorsunuz?
Öncelikle hepimizin artık ortak sorunları var. Geçmişte belki bölgesel sorunlarımız vardı. Türkiye’de, Yunanistan’da, Çin’de, ABD’de, Afrika’da ve Avrupa’da bölgesel sorunlarımız farklıydı. Bugün ise yerel sorunlarımız küresel sorunlarımızdır. Bu ne anlama gelir? Aslında ortak bir noktamız var ve birlikte çalışmamız gerekiyor. İki gün önce korkunç yangınlar çıktı. Yunanistan’da da durumlar aynı. Bu yüzden çok üzgünüm. Bu aslında bizim hayatımız. Çocuklarımızın hayatı, torunlarımızın hayatı, gelecek nesillerin hayatı ve aynı zamanda ekonomimiz. Hepimiz bu tehdit altındayız. Öyleyse artık içine kapanmama, ötekinden korkmama, duvarlar örmeme, elimizi uzatıp birlikte çalışma ve ‘Birlikte çalışarak nasıl daha iyi hâle getirebiliriz?” deme zamanıdır. Çünkü neden biliyor musunuz? Kaynaklarımız var, teknolojimiz var, bilgimiz var… Bu sorunları çözebiliriz. Bunları neden çözemiyoruz? Çünkü kaynakları iyi kullanmıyoruz, birlikte çalışmıyoruz ve oligark olan ya da gerçekten daha eşit bir toplum için eşitlikçi olamayacak kadar güçlü bazı insanları durdurmuyoruz. Öyleyse, birlikte çalışalım! Dünyada ilerici olanlar, küresel barış ve küresel işbirliği için birlikte çalışırlar. Tek yol budur.
Son olarak küçük bir soru. Efes’ten dünya halklarına nasıl bir çağrı yapmak istersiniz?
Şimdi Efes’teyim. Kuşadası civarındayım ve buraya yıllar önce İsmail Cem’le gelmiştim. Ben Yunanistan’ın Dışişleri Bakanıydım, o da Türkiye’nin Dışişleri Bakanıydı. Ve iki zeytin ağacı diktik. Burada ve Samos’ta birer zeytin ağacı. Bu yeni bir ilişkinin başlangıcıydı. Ve gördüğüm şu ki, bu olabilir. Yapabiliriz. Barışabiliriz. Bu yüzden benim çağrım, başkasına düşman olarak bakmayın. Hepimiz için ve elbette dünya için iyi olan işbirliğini ve barışı nasıl yaratabileceğimizi görün.
Ercüment Akdeniz: “Yerli ve Göçmen Yoksulların Talepleri Birleşmeli”