Türkiye Siyaset Araştırması: Doç. Dr. Derya Kömürcü Değerlendirdi

Mayıs 2023 ve 31 Mart 2024… Türkiye ikinci yüzyılına iki önemli seçimle girdi. İkinci tura kalan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kazanan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olurken yerel seçimlerde ise birinci parti olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) deyim yerindeyse ipi göğüsledi.

Aradan geçen zaman diliminde Türkiye gündeminde pek çok başlık oluştu, konuşuldu ve tartışıldı. Kuşkusuz, en önemli başlık ekonomiydi. Artan enflasyon, temel tüketim maddelerine gelen zamlar, asgari ücrete yapılmayan zam… Ekonomik göstergeleri toparlamaya çalışan iktidar, uzunca bir süredir bu noktada umduğunu bulamadı. Muhalefet ise ekonomik göstergelerin bir an önce düzeltilmesi yönünde iktidara baskı yapıyor ve temel gündemini bu bağlamdan oluşturmaya gayret gösteriyor.

Öte yandan, yeni anayasa tartışmaları, normalleşme, erken seçim, göçmen politikaları gibi başlıklar da Türkiye’nin gündeminde. Tüm bu başlıklar bir araya geldiğinde ilginç bir denklem oluşuyor. Kamuoyunun gündeminde onca başlık varken siyasal yönelimler ve oy verme davranışları da merak konusu.

Yöneylem Sosyal Araştırmalar Merkezi, “Türkiye Siyaset Araştırması Haziran 2024” raporunu yayımladı. Raporda Türkiye’ye dair önemli bulgular söz konusu. Rapora dair genel değerlendirmeyi Yöneylem Sosyal Araştırmalar Merkezi Direktörü Doç. Dr. Derya Kömürcü Fikir Gazetesi’ne değerlendirdi.

Kömürcü’nün değerlendirmesi şu şekilde:

“CHP, 31 Mart seçimlerinin ardından üçüncü ayda da birinci parti. Önemli ancak iktidar değişikliği için tek başına yeterli bir gelişme değil. Parlamenter sistemde olsak büyük bir avantaj olarak değerlendirilebilirdi, ancak cumhurbaşkanlığı seçimi için sadece güçlü aday değil, muhalif seçmenlerin tamamını konsolide edecek ve hatta karşı bloktan oy alacak bir stratejinin yürürlüğe konması gerekecek. O zaman da sonu Altılı Masaya uzanan hataların yapılma, gerilimlerin ortaya çıkma potansiyeli artıyor.

AKP yüzde 30’un altına düşmüyor. En kötü durumda bile korunan bu oran, seçim süreci için AKP yönetici ve kadrolarına umut ve özgüven veriyor. Bu seviyelerde kalındığı sürece ekonominin yeniden seçim rüşvetleri dağıtabilecek kadar “toparlandığı” bir ortamda yapılacak bir seçimde hâlâ kazanabileceklerini düşünüyorlar.

Son 10 yılda AKP’de gördüğümüz istikrarlı gerileme MHP için geçerli değil. İktidar olmanın yıpratıcı etkisi AKP’ye zarar verirken, devleti yönetme görüntüsü MHP’nin gücünü korumasında etkili oluyor. Bir diğer etken ise AKP’nin son 10 yılda kendisiyle birlikte seçmenlerini de milliyetçileştirmesi nedeniyle AKP’den vazgeçen seçmenlerin bir kısmının tercihinin kolaylıkla MHP olması.

Seçmen blokları arasında kutuplaşma dengesini bozacak bir geçiş yok bu aşamada. CHP esas olarak muhalefet içinden, özellikle İyi Parti’den gelenlerle güçlenirken, Cumhur İttifakı’nın kaybettiği oylar bir cumhurbaşkanlığı seçiminde ne kadar muhalefette kalacağı tartışmalı Yeniden Refah’a gidiyor. CHP + İYİP ile AKP + MHP birbirine eşit, yüzde 40 civarında görünüyor. Bu tablonun bir seçim zaferini garanti ettiğini düşünmek, muhalefetin dağınık görüntüsü göz önünde bulundurulduğunda fazla iyimser. Özetle CHP büyüyor ama muhalefet bir bütün olarak büyümüyor. AKP kan kaybediyor, ama iktidar bir bütün olarak erimiyor.

31 Mart yerel seçimleri sonrasında 14-28 Mayıs 2023 seçimlerinin yarattığı hayal kırıklığı aşıldı, psikolojik üstünlük yeniden muhalefete, daha doğrusu CHP’ye geçti ve siyasal iklim değişti. Ancak Türkiye’de siyasal iklime paralel bir ideolojik iklim değişikliğinden bahsetmek bu aşamada mümkün değil. İktidarın tutunduğu oy seviyesi ve güçlenen partilerin Yeniden Refah ile Zafer olduğu göz önünde bulundurulduğunda rüzgarın hâlâ sağdan estiğini görmek gerekir. Sonuç olarak iyimser olmak için çok fazla neden olsa da “bu iş oldu bitti” rahatlığına kapılmamak, 31 Mart’tan bugüne siyasi gündemi domine eden “normalleşme” ve erken seçim gibi tartışmaları da bu genel bağlamı dikkat alarak anlamlandırmak gerekir.”

Erken Seçim Ne Kadar Erken?

Nedir Bu Normal?

Mete Kaan Kaynar: “Erdoğan İktidarı için Yeni Anayasa İstiyor”