Gelir Eşitsizliği: Dünyada ve Türkiye’de Makas Açılıyor

Dünyada ve Türkiye’de ekonomik göstergelerin çeşitli nedenler dolayısıyla istikrarsızlık içinde olduğu bir dönemden geçiyoruz. Bölgesel çatışmaların, lojistik hatlarındaki aksaklıkların ve siyasal krizlerin baş gösterdiği günümüz dünyasında eşitsizlik kavramı ön plana çıkıyor.

Eğitim, sağlık, gıda ve daha pek çok alandaki eşitsizliklerin temeli olarak görebileceğimiz ekonomik eşitsizlik ise günden güne artıyor. Kuşkusuz, ortaya çıkan tablo dünya genelinde çeşitli olumsuz sonuçları beraberinde getiriyor.

Bu dosyamızda dünyada ve Türkiye’de gelir eşitsizliğine odaklanacağız, bu eşitsizliğin boyutunu verilerle ele alırken yine bu eşitsizlikten doğan sonuçların dünyada nasıl göründüğüne göz atacağız.

GELİR EŞİTSİZLİĞİ VE GİNİ KATSAYISI

Hane halkının belirli bir yıldaki net kazancı, temel anlamda gelir olarak tanımlanırken gelirin bireylere adil ve düzenli bir şekilde dağılmaması gelir eşitsizliği olarak nitelendirilmektedir. Gelir eşitsizliğini istatistiksel olarak betimleyebilmek için çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Onlardan biri de Gini katsayısıdır.

Gini katsayısı istatistikçi ve sosyolog Corrado Gini tarafından geliştirilen ve yaygın olarak kullanılan bir eşitsizlik ölçüsüdür. Gini katsayısı genellikle gelir eşitsizliğinin bir ölçüsü olarak kullanılsa da servet dağılımındaki eşitsizlik ya da herhangi bir dağılımın eşitsizliğini ölçmek için kullanılabilmektedir.

Eşitsizlik, 0’dan 1’e kadar olan bir ölçekte ölçülmektedir ve 1’e yaklaşan değerler daha yüksek eşitsizlik olduğunu göstermektedir. Kimi zaman 0 ile yüzde 100 arasında yüzdelik bir dilimle gösterilebilmektedir ve buna da “Gini Endeksi” adı verilir.

Aşağıdaki tablodan kimi ülkelerin 2023 yılı itibarıyla Gini katsayısı verileri incelenebilir:

(Kaynak: Our World in Data)

Dünya genelinde gelir eşitsizliğinin süreklileşmesi ve günden güne artışı toplumun azınlıktaki belirli kesimlerinin refah seviyelerinde artışa neden olurken genel çoğunluğun yaşam standartlarında düşüne neden olmaktadır. Bu durum da toplumsal dinamiğin farklı alanlarında çeşitli sorunlara neden olabilmektedir.

DÜNYA EŞİTSİZLİK RAPORU

World Inequality Lab tarafından hazırlanan 2022 Dünya Eşitsizlik Raporu da dünya genelinde eşitsizlik verilerini gözler önüne seren önemli bir rapor niteliği taşımaktadır. Raporda gelir eşitsizliğini betimlemek için nüfusun en çok ya da en az kazanan kesimlerinin toplam gelirin yüzde kaçına sahip olduğu üzerinde duruluyor.

Örneğin, rapora göre Brezilya’da en az kazanan yüzde 50’lik kesim en fazla kazanan yüzde 10’luk kesimden 29 kat daha az kazanıyor. Bu oran Türkiye için 2021 yılı itibarıyla 23. Aynı raporda küresel nüfusun en zengin yüzde 10’unun küresel gelirin yüzde 52’sini aldığı belirtilirken dünya nüfusunun en yoksul yarısının küresel gelirden ancak yüzde 8,5’lik pay alabildiği vurgulanıyor.

Dünya Eşitsizlik Raporu’nda gelir ve servet gibi ekonomik eşitsizliklere odaklanılırken karbon ve cinsiyet eşitsizliği gibi başlıklarda da önemli veriler sunuluyor. Raporun önemli çıktılarından birinin de kadınların toplam gelirde erkeklere göre daha az pay aldığı yönünde.

Raporun sonuç bölümünde şu çarpıcı ifadeler yer alıyor:

En başta, gelir ve servet eşitsizlikleri önemli ölçüde yeniden dağıtılmadan 21. yüzyılın zorluklarının üstesinden gelmenin mümkün olmadığını vurguluyoruz.”

TÜRKİYE’DE GELİR EŞİTSİZLİĞİ: YÜKSELİŞ SÜRÜYOR

Türkiye’de bu alandaki verileri elde edebileceğimiz kurumların başında Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) geliyor. Her yıl TÜİK tarafından yayımlanan “Gelir Dağılımı İstatistikleri” Türkiye’de gelir eşitsizliğinin günden günde arttığını gözler önüne seriyor.

Aşağıdaki grafikten gelir eşitsizliğini vurgulayan Gini katsayısının Türkiye’de yıllara göre değişimi incelenebilir:

(Kaynak: TÜİK)

TÜİK tarafından yayımlanan son istatistikler incelendiğinde, toplumun en yüksek gelire sahip yüzde 10’luk kesiminin geliri ile en düşük gelire sahip yüzde 10’luk kesiminin geliri arasındaki farkın yüzde 5,6 oranında açıldığı görülüyor. Türkiye’de illere göre gelir eşitsizliğine bakıldığında ise Ağrı, Kars, Ardahan ve Iğdır gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu iller olarak öne çıkıyor.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi (DİSK-AR) de TÜİK’in açıkladığı verilerin ardından bir rapor yayımlayarak Türkiye’nin Gini katsayısında Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ile karşılaştırıldığında gelir eşitsizliği en fazla olan ülke olduğunu vurgulamıştı. Raporda şu ifadelere yer verildi:

Türkiye, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ile karşılaştırıldığında gelir eşitsizliği en fazla ülkedir. Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından yayımlanan verilere göre AB-27 üye ülke ortalamasında Gini katsayısı 2022 itibarıyla 0,296’dır. AB ülkeleri içinde Gini katsayısı en düşük ülke 0,212 ile Slovakya’dır. AB ülkeleri içinde gelir eşitsizliği en fazla olan ilk beş ülke Türkiye (0,433), Bulgaristan (0,384), Litvanya (0,362), Letonya (0,343), İtalya (0,327). Türkiye, 2022’de 0,433 Gini katsayısıyla gelir eşitsizliğinde birinci sırada yer almaktadır.”

GELİR EŞİTSİZLİĞİ YALNIZCA EKONOMİK BİR SORUN MUDUR?

Gelir eşitsizliğinin toplumsal dinamikte çeşitli sorunlara yol açabileceğini söylemiş ve bu eşitsizliğin istatistiksel betimlemelerine yer vererek dünyada ve Türkiye’de makasın giderek açıldığını vurgulamıştık. Peki, gelir eşitsizliğinin toplumsal dinamikte açtığı sorunlara ne tür örnekler verilebilir?

Süheyla Erikli ve Ahmet Yücel tarafından yapılan ve “Gelir Eşitsizliği Bireylerin Refahını Etkiler mi? Türkiye’den Bulgular” başlığı taşıyan araştırma bu soruna odaklanıyor. “Gelir dağılımındaki eşitsizlik, ekonomide verimliliği ve büyüme oranlarını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu durum toplumsal açıdan kısa ve orta vadede sosyal refahın tesis edilmesini zorlaştırmaktadır” denilen çalışmada  “Gelir dağılımı eşitsizliği sorunu, yalnızca ekonomik bir sorun alanına hapsedilmeyecek kadar önemli bir muhtevaya sahiptir” sonucuna ulaşılmıştır. 

Ayrıca makalede, gelir dağılımı eşitsizliğini çözebilmek için yalnızca ekonomi politikalarının yeterli olmadığı, bunun yanı sıra sosyal politika uygulamalarına yer verilmesi gerektiği de vurgulanmaktadır. Bu bağlamda, belirtmek gerekir ki dünyada ve Türkiye’de artan gelir eşitsizliği 21.yüzyılın temel sorunlarından biri olarak öne çıkmaktadır. Gelir eşitsizliği ve bağlantılı temel eşitsizlik sorunlarını çözmek adına uygulanacak politikalar önem taşımaktadır.

Enflasyonla Mücadelenin Yeni Adı: Emekçilerle Mücadele

Moddy’s Notu Verdi: Paranın Efendilerinden Erdoğan’ın Şimşek Programına Onay

Ekonomik Krizin Yakıcılığında: Yurttaşlar Temmuz Zammı Bekliyor