Geçtiğimiz günlerde İsrail’in işgali altındaki Golan Tepeleri’ne bir roket saldırısı düzenlendi. Saldırının yapıldığı yer bir futbol sahasıydı. Saldırıda çoğu çocuk en az 12 kişi yaşamını yitirirken 17’si ağır en az 35 kişi yaralandı.
Saldırının ardından İsrailli makamlar en üst düzeyden tepkilerini dile getirdiler. İsrail ordusu sözcüsü, “Hizbullah’a vereceğimiz karşılığa hazırlanıyoruz” açıklamasında bulunurken İsrail Başbakanlık Ofisi’nden “Topyekûn savaşa hazırlanıyoruz” açıklaması geldi.
Saldırıya bir tepki de Amerika Birleşik Devletleri’nden (ABD) geldi. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Adrienne Watson yaptığı yazılı açıklamada “Bu saldırı Lübnan Hizbullah’ı tarafından düzenlendi. Bu onların roketiydi ve onların kontrolündeki bir bölgeden ateşlendi. Bu saldırıyı herkes kınamalı” ifadelerini kullandı. Ardından İsrail, Lübnan’ın güneyine bir dizi hava saldırısı düzenleyeceğini duyurarak birkaç farklı noktaya hava saldırısı düzenledi.
Golan Tepeleri’ne yapılan saldırının nereden kaynaklandığına dair farklı söylentiler bulunuyor. Lübnan Hizbullah’ı saldırıyı kendilerinin yapmadığını açıkladı ve İsrail’de bulunan Demir Kubbe’den gelen birtakım maddelerin yaşananlara neden olduğunu iletti.
Özellikle 7 Ekim’den bu yana bölgede tansiyon oldukça yüksek. Taraflar roket saldırıları başta olmak üzere farklı saldırılarla sürekli bir çatışma hâlinde. Ancak Golan Tepeleri üzerinden yaşanan gerilimin bölgede tansiyonu en üst seviyeye çekeceği ve bölgesel bir savaşın kapılarını aralayabileceğine yönelik söylentiler mevcut. Örneğin, aralarında ABD, Almanya, İngiltere ve Fransa’nın da bulunduğu 11 ülke vatandaşlarını uyardı ve Lübnan’ı terk etme çağrısında bulundu.
Peki Golan Tepeleri neden önemli? Bölgede yükselen tansiyon bölgesel bir savaşa evrilebilir mi?
GOLAN TEPELERİ: YÜZÖLÇÜMÜ KÜÇÜK STRATEJİK ÖNEMİ BÜYÜK
Suriye’nin güneybatısında, başkent Şam’ın 67 km batısında bulunan ve kayalıklardan oluşan Golan Tepeleri, İsrail’in işgali altında. 1967 yılında yaşanan ve “6 Gün Savaşı” olarak bilinen Arap-İsrail Savaşı sırasında İsrail tarafından işgal edilen Golan Tepeleri jeo-politik konumu nedeniyle oldukça önemli. İsrail’in işgali sonrası Yahudi yerleşimini artırdığı bölge, zengin su kaynakları ile bilinmektedir ve İsrail su ihtiyacının bir bölümünü bölgedeki akarsu kaynaklarından karşılamaktadır. Golan Tepeleri ayrıca oldukça verimli tarım arazilerine sahip. Üzüm bağlarından meyve bahçelerine önemli ürünlerin yetiştirildiği Golan Tepeleri’nde sorunlar uzun zamandır çözülemiyor.
HANİYE’NİN ÖLÜMÜ: BÖLGESEL SAVAŞ KAPIDA MI?
Golan Tepeleri üzerinden başlayan gerilimin bölgesel bir savaşa evrilebilme olasılığı bölge ülkelerini ve bölgede yaşayanları tedirgin ediyor. Lübnan Dışişleri Bakanı Abdallah Buhabib, “İsrail’in saldırılarının sınırlı olacağına dair ilgili ülkelerden güvence aldık” şeklinde açıklaması bu tedirginliklerin geçmesi için yeterli olmamış görünüyor.
İsrail tarafından yapılan sert karşılık vereceğiz yönündeki açıklamalarının ardından İran’da önemli bir olay yaşandı. Hamas lideri İsmail Haniye, İran’ın başkenti Tahran’da düzenlenen saldırıda hayatını kaybetti. İran Devrim Muhafızları, yaptığı açıklamada “Filistin İslami Direniş Hareketi Hamas’ın Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye’nin Tahran’daki evi vuruldu. Haniye ve bir koruması saldırı sonucu şehit oldu” dedi.
İsmail Haniye, ölümünden saatler önce İran’ın yeni cumhurbaşkanı Mesud Pezekişyan’ın yemin törenindeydi. Haniye’nin ölüm haberi, İsrail’in Beyrut’ta üst düzey bir Hizbullah liderini öldürdüğünü açıklamasının ardından geldi.
Bölgede gerilim ve tansiyon yüksek. Biz de konuyu bölgede yaşayan ve konuyla ilgili önemli yayınlara imza atan gazeteci-yazar Nalan Yazgan ile konuştuk.
“İSRAİL FIRSAT OLARAK KULLANABİLİR”
Yazgan’a öncelikle yaşanan saldırıların bölgede nasıl karşılandığını ve tepkilerin ne olduğunu sorduk. Bölgede saldırılar sonrası tedirginliğin arttığını belirten Yazgan, “İsrail, Golan Tepeleri’ne düzenlenen saldırıyı Hizbullah’ın üzerine attı ama Hizbullah da ‘Bu saldırıyı biz yapmadık’ dedi. Kimi İslami fraksiyonların da bu saldırıyı yapmış olmasından şüpheleniliyor. Kimi görüşler ise Demir Kubbe’den gelen birtakım maddelerin saldırıya neden olduğu yönünde. O yüzden bu saldırıyı kimin düzenlediği şu anda bir muamma. Ama ortada şöyle bir gerçek var. Orada halı saha maçı yapan en az 12 sivil öldürüldü ve bunların yaklaşık 9’u çocuktu. Dolayısıyla insanlar bu duruma şu anda çok tepkili. Biliyorsunuz ki Golan Tepeleri işgal altında. Orada yaşayan Dürziler, İsrail vatandaşlığını da reddetmiş olan insanlar. Dolayısıyla bu durum saldırının Lübnan’dan gelmesi ihtimalini azaltıyor. Dürziler genelde bulundukları ülkeye sadık oluyorlar. Yani Suriye’de de var mesela Dürzi generaller. Ama buradaki Golan Tepeleri’ndeki Dürziler, İsrail vatandaşlığını reddetmiş olan insanlar ve hatta İsrailli yetkililer baş sağlığında geldiğinde onlara ‘Katil’ diyerek köye girmelerini engellediler. Dolayısıyla bunu Hizbullah’ın yapmış olması ihtimali çok düşük. Ayrıca saldırının Netanyahu tam da Amerika’dayken gerçekleştirilmesi zamanlama açısından manidar. İsrail, bunu Lübnan’a saldırmak için bahane olarak kullanabilir. Çünkü İsrail kuzey sınırını güvenli hâle getirmek istiyor. 7 Ekim’den bu yana kuzey sınırını boşaltmış, orada yaşayan İsraillileri orta bölgelere çekmişti. Bu son olay Golan Tepeleri’ndeki gerginliği iyice artırdı. İsrail jetleri hem Güney Lübnan’da hem de Beyrut semalarında oldukça alçak irtifada uçuşlar gerçekleştirdi. Beyrut Havalimanı’na uçuşlar yasaklanmadı ama havayolu şirketleri uçmamayı tercih etti” dedi.
“ÇATIŞMALARIN BÜYÜMESİNDEN KORKULUYOR”
İsrail’in kuzey sınırında da önemli planları olduğunu belirten Yazgan, “7 Ekim’deki Aksa Tufanı operasyonundan bir gün sonra, 8 Ekim’de Hizbullah Lübnan’ın güneyinden İsrail’in kuzeyine yeni bir cephe açtı ve o günden bu yana hiç durmadan çatışmalar devam ediyor. Bazen oldukça yoğunlaşıyor. Drone kullanıyorlar. İsrail, Lübnan topraklarını uçakla bombalıyor. Hizbullah da aynı şekilde karşılık veriyor. Dolayısıyla bu karşılıklı misillemeler devam ediyor hiç durmadan, hızını azaltmadan ama bazen çok da yoğunlaşarak. Şimdi bu Golan Tepeleri’ne İsrail misilleme yapacağını söyledi ve bunun ne kadar büyük olacağına dair Lübnan’da herkes endişe içinde. Hizbullah, daha önce Lübnan’ın güneyini İsrail işgalinden kurtaran ve genellikle Şiilerden oluşan bir örgüt. Lübnan’daki Hıristiyanlar da İsrail ile olası bir savaşı istemiyor. Ama tabii Lübnan’daki Müslümanlar Filistin davasını sonuna dek destekliyorlar. Ama onlar da Lübnan içerisinde bir savaş istemiyorlar. Dolayısıyla bu çatışmaların büyümesinden korkuyor herkes. Çünkü 2006’daki savaşta İsrail Lübnan’ın altyapısını, Beyrut Havaalanı’nı bombalamıştı. Güney Lübnan’a da askerleriyle girmişti fiziksel olarak, kara harekâtı da yapmıştı. Sonunda yenildi ve bu İsrail’in ilk yenilgisi Hizbullah karşısında. Dolayısıyla İsrail o yüzden zaten bu kadar uzun zamandır, 8 Ekim’den bu yana cesaret edemedi. Hâlâ Gazze’deki tam olarak oradaki operasyonları bitirmeyi bekliyor ve tüm gücüyle Kuzey’e saldırmayı bekliyor…” dedi.
“ERDOĞAN’IN AÇIKLAMASI TANSİYONU DAHA DA YÜKSELTTİ”
Yazgan’a Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsrail ile ilgili “Biz nasıl Karabağ’a girdiysek, nasıl Libya’ya girdiysek bunun benzerini aynen onlara da yaparız” şeklindeki açıklamasını da sorduk. Bölgede tansiyonun zaten oldukça yüksek olduğunu ve Erdoğan’ın açıklamasının tansiyonu daha da artırdığını belirten Yazgan, “Bence bu biraz gereksiz bir çıkış oldu. Yani şimdi zaten bölge gergin. Bizim Gazze’ye asker göndermemiz bence pek akıllıca olmaz. Yani lojistik olarak da bu oldukça zor. Böyle bir çıkış olmaması daha iyiydi şu anda. Zaten İsrail’den de çok sert bir yanıt geldi. Çok zamansız oldu. Zaten Ukrayna-Rusya gerilimi de var. Yani aynı anda şu anda dünyanın değişik yerlerinde bölgesel savaş çıkma ihtimali var. Herkes de konuşuyor zaten III. Dünya Savaşı başladı mı? Aslında zaten başladı diyenler de var ama bunun Ukrayna’dan ya da işte Lübnan-İsrail sınırından tetiklenmesi çok muhtemel. Umarız öyle olmaz. Ama benim tahminim İsrail ve Lübnan arasında bir savaş yakın zamanda başlayacak” dedi.
“BÖLGESEL SAVAŞ İHTİMALİ YÜKSEK”
Bölgesel bir savaş olasılığını da değerlendiren Yazgan “Daha önceki yazılarımda ve televizyon konuşmalarımda belirtmiştim. Bu yaşananlar, muhtemelen bölgesel bir savaşa dönüşecek demiştim. Netanyahu bir açıklama yapmıştı sınırlar değişecek diye ama bence bu sınırlar Gazze’nin sınırları değil, bence bölgedeki ülkelerin sınırları, özellikle de Lübnan-İsrail sınırı. Irak’taki gruplar ve İran yüzde 100 Hizbullah’ın arkasında olduklarını ve desteklediklerini zaten beyan ediyorlar. İsrail’in de aynı şekilde işte Amerika arkasında, Fransa ve diğer batı ülkeleri. Dolayısıyla burada işin içine Suriye girer, Irak girer, İran girer ve dolayısıyla burada bölgesel bir savaş olma ihtimali yükseliyor” dedi.
Gazze Savaşı’nın 300. Gününde Haniye Suikastı ve Bölgesel Savaş İhtimali