Güney Amerika ülkesi Venezuela’da pazar günü yapılan seçimlerde mevcut Başkan Nicolas Maduro’nun yeniden kazandığının duyurulması ülkede yeni siyasi krize yol açtı. Muhalefete göre Maduro’nun zaferi hileli. Kendi adayları Edmundo Gonzalez’in oyların çoğunluğunu aldığını söylüyorlar. Tartışmaların ardından ülke genelinde eylemler gerçekleşiyor. Şu ana kadar eylemlerde en az altı kişi hayatını yitirdi. Bazı Latin Amerika ülkeleri Maduro’nun zaferini tanımadığını duyurdu. Maduro’ya göre Venezuela’da faşist ve karşı devrimci bir darbe yapılmaya çalışılıyor.
Refah devleti sözünün tutulamadığı, petrol gelirlerinin Amerikan yaptırımları altında eridiği Venezuela’da halkın hayat standardı çökme noktasında. Kaosun hâkim olduğu ülkede nüfusun üçte biri göç etti. Kimilerine göre Maduro, Amerikan emperyalizmine karşı savaşıyor kimine göre iktidarını korumak uğruna ülkesini uçuruma sürüklüyor. Bazıları ise 2013’ten bu yana devlet başkanlığı koltuğunda oturan Maduro’nun Chavez’in mirasına ihanet ettiğini söylüyor.
Fikir Gazetesi ülkedeki mevcut durumu Venezuelalı siyaset bilimci ve tarihçi Profesör Margarita López Maya ile konuştu. López Maya, uzun yıllardır Venezuela Merkez Üniversitesi’nde (CENDES) çalışıyor. 1996’da tanışıp çok ses getiren bir röportaj yaptığı Hugo Chávez’i daha sonra akademik olarak inceledi. Chavismo üzerine çok sayıda bilimsel makale, yayın ve kitap kaleme aldı. Araştırmalarını Latin Amerika’nın çağdaş sosyo-tarihsel ve sosyo-politik süreçleri, popüler protestolar, yeni partiler ve hegemonik karşıtı siyasi projeler üzerine yoğunlaştırıyor.
Venezuela Ekonomi ve Sosyal Bilimler Dergisi’nin yöneticiliğini yapan Profesör Margarita López Maya’ya göre son muhalefet dalgası tabandan geliyor. ABD ve Rusya’nın Venezuela üzerindeki çıkarlarına, muhalefetin seçim sonuçlarına neden itiraz ettiğine dair konuştuğumuz tecrübeli akademisyen, Venezuela’daki Yüksek Seçim Kurulu’nun muhalefete “Sonuçları TV’den izleyin” dediğini anımsatıyor ve ülkedeki olası değişimin sancılı olacağına işaret ediyor.
“İKTİDARIN DARBE SUÇLAMALARI SORUMSUZCA”
Muhalefeti “darbe yapmaya çalışmakla” suçlayan Nicolas Maduro, seçim sonuçlarına itiraz edenlerin Venezuela’yı istikrarsızlaştırarak ülkeye zarar vermeye çalıştığını söyledi. Venezuela Savunma Bakanı Padrino, arkasındaki askerleri alarak, “Kuzey Amerikalı emperyalizm ve müttefikleri tarafından desteklenen bu faşist unsurların oluşturduğu bir darbeyle karşı karşıyayız,” dedi. Arjantinli lider ise Venezuela’da darbe çağrısında bulunuyor. Orada neler oluyor?
Savunma bakanının bu sözleri ciddi ve yanlış bir suçlamadır. Rakamların doğruluğunu sormak ve sorgulamak yani Venezuela halkının bu belgeleri elde etme hakkına yönelik darbe iması çok sorumsuzca bir suçlamadır. Oy pusulası, oy merkezleri yasa ile korunan bir haktır. Venezuela’da oy kullandığınızda, insanların merkezlerde oy kullandığı her masada tüm siyasi partilerin temsilcileri bulunur. Günün sonunda, masanızdaki oy sonuçlarının ne olduğunu bilme hakkına sahipsiniz. Buna sahip olma ve yayımlama hakkınız var. Venezuela’da olan şey, dijital iletimin Ulusal Seçim Konseyi’ne tamamlanmadan önce gece saat 09.00 civarında, belki daha erken ve gece yarısına doğru durdurulmasıydı. Ulusal Seçim Konseyi Başkanı çıktı ve Başkan Maduro’nun yüzde 51 ile seçimleri kazandığını söyledi. Halbuki bu rakamların desteklenmesi gerekiyordu. Muhalefet destek alamadı çünkü onları sayımın yapıldığı odaya girmelerine izin verilmedi. Bu muhalefetin de hakkıdır. Yarışan her partinin orada bir temsilci bulundurma hakkı vardır. Bu nedenle muhalefetin adayı Edmundo Gonzalez’in üç temsilcisi Ulusal Seçim Konseyi’ne ulaşıp içeri girmek istediklerinde, “Hayır, içeri giremezsiniz. Sonuçları televizyondan izleyebilirsiniz” dediler. Ki bu da siyasi ve insan haklarının ihlalidir. Bu nedenle muhalefet medyanın önüne çıktı. Venezuela halkına izin almaları gerektiğini, sayımın yapıldığı yere erişmeleri gerektiğini söylediler. Sayım durduruldu ve ardından bu rakamlarla öğle saatlerinde ortaya çıktılar. Peki, muhalefet ne yaptı? Hikâyenin diğer kısmı ise, bu belgeler, her masadaki sayımla ilgili belgeler sadece o merkezi odada bulunmaz. Her masanın üyeleri, o masada ne olduğuna dair belgelerini ellerinde bulundurur. Bu belgelerin yüzde 73’ünü topladılar ve işlediler. Ve pazartesi gecesi kendi rakamlarını verdiler.
Ama böylesine devasa bir seçim hilesi gerçekten mümkün mü?
Belgeleri göstermediler; sadece rakamları uydurdular. Sistem rakamları çıkarır ancak bu rakamları saklamaları gerekir. Bu rakamların onlar için elverişli olmadığını biliyorlar, oysa muhalefet rakamları gösterdi. Uluslararası toplumun Maduro’dan istediği şey, Ulusal Seçim Konseyi’nde kazandıysa bu rakamların nereden geldiğini göstermesidir. Çünkü bu rakamların nereden geldiğini henüz göstermedi. Bu, muhalefetin resmi rakamlarında yansıtılması gereken bir durum. Buna sahtekarlık diyebilirsiniz, ancak bu seçim sistemi üzerinde değil. Bu, Ulusal Seçim Konseyi başkanının yaptığı bir sahtekarlıktır. Size daha fazlasını söyleyebilirim. O gece o oda, Venezuela’nın ulusal oylarının toplandığı oda olarak adlandırılır, sadece Gonzalez’in temsilcilerini içeri almadılar. Odada temsilcileri olan diğer adaylar vardı. Bu adaylar önemli değildir çünkü ana rekabet Maduro ve Gonzalez arasındaydı. Diğerlerinin oyunu toplasanız toplamda yüzde 2-yüzde 3 eder. Ama önemli olan, o odada muhalefetin bulunmasıydı. Bu rakamlar makineden gelmedi, başka bir yerden geldi. Mesele bu. Ne oldu? Uluslararası toplum, bu sonuçların gözden geçirilmesi için çağrıda bulunuyor. Venezuela’daki siyasi aktörler, bu rakamların desteklenmesini istiyor.
“SEÇİMDE SİYASİ PARTİLERDEN ÇOK SİVİL TOPLUM BASKINDI”
Bu soruyu sorduktan sonra, vereceğim rakamlar kesinlikle artacaktır, ancak şimdiye dek Venezuela’da 20 eyalette 187 protesto oldu. Paramiliter gruplar ve güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirildiği iddia edilen birçok baskı ve şiddet eylemi bildirildi. Ülkenin birçok yerinden benzer görüntüler gelmesi muhtemel. Ancak uzaktan görebildiğim kadarıyla, örneğin Capacho’da, Venezuela Ulusal Muhafızları Maduro’yu protesto eden insanları destekledi. Böyle bir sahne daha önce yaşandı mı? Ya da Falcón eyaletinin başkenti Coro’da Chávez posterlerinin kaldırılması ne anlama geliyor? Bunlar sembolik görüntüler olsa da, Venezuela’da bir dönemin sonunu mu işaret ediyor? Yoksa bu soru abartılı bir Batılı sorusu mu?
Bilmiyoruz. Gördüğümüz her şey bu dönemin sonunu yaşadığımızı gösterse de… Bunu görebilmemizin nedeni katılımın çok yüksek oluşuydu. Venezuela’nın seçim sisteminde şimdiye kadarki en yüksek katılımlardan biriydi. Venezuelalılar oy kullanmayı çok sever. O gün dışarı çıkmayı severler ve bu sefer de çıktılar. Bazıları bir gece önceden sıraya girdi. Oy kullanma fırsatını kaçırmak istemediler. Hükümetin yanıtı bunu reddetmek oldu. Venezuela’da aktif bir seçim hareketi gördük. Siyasi partilerden daha fazla için sivil toplumun içinde olduğu bir süreçti. Sivil toplumun bu süreci sahiplenmesi, organize etmesi gerekiyordu. Öyle de yaptılar. İnsanların oylarının sayılacağından emin olmalarını sağlamak için organize oldular. Rastgele bir şeyin önüne geçebilmek için…
MADURO, CHAVİSMO’YU ÖLDÜRDÜ MÜ?
Ülkenizdeki seçimlerle ilgili bir siyasi analistin dikkate değer bir yorumunu okudum. Şöyle diyordu: “Maduro yenilgiyi kabul ederek, gelecekteki katılımını müzakere ederek ve muhalefet liderliğini ele geçirerek siyasi Chavismo’yu kurtarabilirdi. Bunun yerine, siyasi Chavismo’yu sonsuza dek yok etti. Chávez öldü ve 28 Haziran’da Maduro Chavez’i öldürmüş oldu. Belki de içten içe istediği şey buydu.” Buna dayanarak, iki sorum var: İlk olarak, bu görüşe katılıyor musunuz? İkinci olarak, Maduro zaten Chávez’in ölümünden sonra Chavismo’yu yok edip Madurismo’yu kurmadı mı? 2013’te bu yakıştırmayı kesin bir dille reddetse bile 2018 başkanlık seçimlerinden sonra Movimiento Somos Venezuela’nın kurulmasıyla, sol söylemden uzaklaşıp aşırı sağa kayarak kendisini farklı bir şekilde konumlandırmamış mıydı?
Sormak istediğiniz çok şey var! Ama size şunu söyleyeceğim. Maduro ile Chavez arasında temel bir kopukluk var. Farklı rejimler var. Buna katılıyorum. Chavez, Maduro’nun sahip olduğundan çok daha fazla meşruiyete sahipti. Chavez, çok ikonik bir popülist liderdi. Maduro’nun karizması yok. O bir diktatör. Bu yüzden büyük bir fark var. Ama işte Chavez’in mirası ortada. Chavez, Venezuela’nın demokratik kurumları zayıfken iktidara geldi. Yine de ayakta duruyorlardı ve Venezuela’nın sahip olduğu liberal temsili demokrasiyi yok etme yoluna girdi. Bu yüzden, Chavez’in ölümü sonrası Maduro iktidara geçtiğinde otoriter bir rejim yoluna gitti. Bu nedenle birkaç sorunu var. Yetkisinin meşruiyeti her zaman çok dengesizdi. İkinci olarak, dünya piyasalarındaki petrol fiyatları düştü, bu yüzden birçok politikayı sürdürmek için daha fazla paraya ihtiyacı vardı. Hem para yok hem karizma yok! O zaman neye yöneldi? Elbette otoriter liderliğe yöneldi. Ancak Maduro rejimi çok yolsuz, verimsiz ve cahildir. Maduro hükümetinin bir amaç duygusu yoktur ya da nihai amaç sadece iktidarı elinde tutmaktır. 2016’dan beri insani bir kriz yaşıyoruz ve Venezuela’daki istatistikler ortada duruyor. Tüm kamu hizmetleri temel olarak çökmüş durumda. Kamu eğitimi, kamu sağlığı, hepsi çöktü! Venezuela’da asgari ücret ayda 3,5 dolar. İş yok, işsizlik var. Ekonomi yüzde 25 daraldı. Ancak bu altı, yedi yıl önce arttı. Değişken bir dolarizasyonumuz var. Bütün bunlar büyük bir fark yaratıyor. Venezuela halkının krizi aşma beklentileri başarısız oldu. Bu bir başarısızlıktı. Bu, Chavismo’nun mirasıdır. Üstüne Maduro bir de Chavez’in mirasını yok etti. İnsanlar daha fazla hayal kırıklığına uğradılar. Ama Maduro kendisini bir geçişe, demokratikleşmeye veya ekonomiyle ne yapılabileceğine, çökmüş kamu hizmetleriyle ne yapılabileceğine hazırlamış olsaydı, kendisini halka danışmaya açması mümkün olabilirdi. Bunların hiçbirini yapmadı. Tek yaptığı şey kendi elit sınıfı için çalmak ve diğerlerini bastırmak oldu. Nüfusun yaklaşık dörtte biri ülkeyi terk etti. Yaklaşık 8 milyon insan ayrıldı. Genç nesiller, Venezuela’da gelecek görmedikleri için sınırları geçerek ülkeyi terk etti. Bu son noktada, eğer baskı yapmak ve muhalefetin güvenini destekleyen rakamların belgelerini talep ettiğinde bunun bir darbe olduğunu söylemek yerine, müzakere edildiğini, şunu ve şunu istediğini söyleyebilirdi. Çünkü o hala güçlü. Hâlâ kamu, yasama, adalet ve seçim güçlerinin birçok dalında kontrol altında. Ama bunu reddediyor, “Kazandım” diyor. Venezuela’daki muhalefet silahsız. Silahları olanlar hükümet, Venezuela devleti. Maduro’nun milisleri, ordusu. Dediğim gibi muhalefetin silahı yok. Peki, söyleyin hangi darbeyi yapabilirler?
“SOSYAL DOKU VE SİYASİ SİSTEM MADURO’NUN GİTMESİNİ SÖYLÜYOR”
Az önce Venezuela’nın artık bir gelecek vadetmediğinden ve göçten söz ettiniz. Ülkenin mevcut durumu son yıllarda nüfusunun üçte birini kaybetmiş bir ülkeden daha fazla göçü tetikleyebilir mi?
Kuşkusuz! Bununla birlikte ülke içinde ve dışında büyük bir baskı var. Brezilya ve Kolombiya bir çözüm için arabuluculuk yapmaya çalışıyor. Ve çözümün başka bir yolu yok. Maduro’nun gitmesi gerekiyor. Sosyal doku, siyasi sistem bunu söylüyor. Şu anda Venezuela’da totaliter özelliklere sahip çok otoriter bir sistemimiz var. Az önce de bahsettim. Çok büyük yoksunluklarımız söz konusu. Suyla ilgili yardıma ihtiyacımız var. Arabalarımız için benzinle ilgili sorunlarımız var. Her şeyle ilgili yardıma ihtiyacımız var. Mesela enerjiyle ilgili. Sürekli elektrik kesintileri yaşanıyor. Ben Karakas’ta yaşıyorum. Başkentin dışı çok daha kötü. Karakas’ta sosyal hizmetler için belirli bir kapasiteyle girmeye çalışıyorlar. Demeye çalıştığım şu. Bu sosyopolitik yıkım, her geçen gün halkın hafızasında daha fazla yer edecektir.
“HEM ABD HEM RUSYA’NIN VENEZUELA’DA ÇOK ÇIKARI VAR”
Venezuela’nın Amerikan ve Rus politikaları arasında sıkışıp kaldığı yorumlarına katılıyor muyuz, yoksa bu konunun basitleştirilmesi mi?
Rusya ve Birleşik Devletler’in Venezuela politikasındaki önemi büyüktür. Evet, dediğiniz gibi oldukça büyüktür. Biz Venezuelalıların doğal olarak kendi çıkarları var. Siyasal bir değişim istiyoruz. Ancak Maduro, Rusya için çok önemli bir müttefiktir. Çünkü Rusya için Venezuela jeopolitik olarak, Karayipler’de önemlidir. Ülkemiz Amerika Birleşik Devletleri’ne çok kısa bir mesafededir. Rusya Venezuela’yı kullanıyor ve Venezuela da Rusya’yı kullanıyor. Venezuela Rusya’dan destek istedi, ama Türkiye de Maduro için önemli bir ortak.
Venezuela’nın barışçıl bir geçiş için ne yapması gerekiyor ve bu size mümkün görünüyor mu?
Bu mümkün. Ancak Maduro rejiminden Venezuela’nın demokratik geçişini müzakere etmesi gerektiğini kabul edeceğine dair sinyaller görmedim. Yani ben bir iyimserim. Rejimin doğası gereği müzakere etmemesi gerektiği için şu anda bir köşede duruyor. Aslında Maduro daha önce hiç bu durumda olmamıştı. Venezuela hükümeti şu anda içinde bulunduğu sorunla hiç karşılaşmamıştı. Elbette, Birleşik Devletler’in burada birçok çıkarı var. Venezuela, Birleşik Devletler’in petrol politikasındaki en önemli ortaklarından biriydi çünkü burada büyük miktarda sermaye yatırımı vardı. Amerika Birleşik Devletleri geri dönmek istiyor. Burada büyük bir etkisi vardı ve yeniden geri dönmek istiyor.
“VENEZUELA’DAKİ YENİ MUHALİF SÜRECİN TETİKLEYİCİSİ TABAN”
Muhalefetin sürekli Amerika Birleşik Devletleri ile ilişkilendirilmesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu doğru mu? Ne düşünüyorsunuz?
Evet, muhalefet partilerinin birkaç aşaması var. Bu aşamalardan bazılarında Amerika Birleşik Devletleri’nde danışmanlık yapılmıştır. Amerika Birleşik Devletleri’nin muhalefet üzerinde önemli bir etkisi oldu, ancak farklı bir tarzdan, bazı anlarda çok para ve danışmanlık koyarak…. Ancak henüz bir sonuç elde edemedi. Demek istediğim bu son aşama, yani geçen yılın Ekim veya Eylül ayında başlayan farklı bir durum. Venezuelalı halkın, sivil toplumun ve hatta siyasi partilerin büyük bir çabası olmuştur. Evet, Amerika Birleşik Devletleri tarafından destekleniyorlar çünkü demokratik bir rejim istiyorlar. Amerika Birleşik Devletleri bu anlamda çok istekli. Venezuela’nın demokrasiye geri dönmesini ve geçmişte sahip olduğu etkiye sahip olmasını istiyorlar. Ama şu anda, geçmişte yapılan büyük çabayla, bu ülkedeki her birey ve vatandaş dikkatli oldu ve oy kullanmaya başladı. Bu yeni liderlik, geçen Ekim ayında bir ön seçim yoluyla ortaya çıktı, insanları ve insanları güçlendirme erdemine sahip oldu. Bu süreç tabandan gelişiyor. Yani, bu farklı bir süreç. Amerika Birleşik Devletleri bunu destekliyor ve birçok topluluk üyesi de bunu destekliyor. Ama dediğim gibi tabandan gelişiyor muhalefet.