Bir Tim Walz Profili: Keskin Nişancı, Savaş Görmemiş Eski Asker, Yenilmez Siyasetçi

ABD’de demokratların adayı Kamala Harris, yarıştaki yardımcısını nihayet seçti. Ülkenin kırsalından gelen eski bir asker: Minnesota Valisi Tim Walz. Minnesotalılar ve seçim meraklılarını bir yana bırakacak olursak Walz’ın isminin duyurulması bir anlamda neredeyse bilinmezlikten, başkan yardımcısı adaylığına uzanan yola girmesi demek. Zira 61 yaşındaki demokrat siyasetçinin adı Harris’in potansiyel yardımcıları arasında yani bir running-mate olarak öne çıkmıyordu.

ABD Ulaştırma Bakanı Pete Buttigieg, muhafazakâr denilebilecek Kentucky eyaletinde iki dönemdir valilik yapan Andy Beshear, senatörler Amy Klobuchar ile Cory Booker, Baltimore’daki Francis Scott Key Köprüsü’nün çökmesinin ardından gösterdiği performansla onay hanesine olumlu puan yazdıran Maryland Valisi Wes Moore ve Pennsylvania Valisi Josh Shapiro, Amerikan basını ve siyasi kulislerinin sıklıkla konuştuğu isimlerdi.

WALZ VE VANCE

Ancak sahnede artık Kongre’de görev yapan en yüksek rütbeli emekli astsubay Walz var. Cumhuriyetçi aday Donald Trump’ın yardımcısı olarak seçtiği JD Vance gibi bir popülerliğe sahip değil Walz. Walz’ın demokrat Minnesota’sına karşılık, Vance’in cumhuriyetçi Ohio’su… Her iki eyalet coğrafi yakınlıkları sayesinde Wisconsin, Michigan ve Pennsylvania gibi önemli “mavi duvar” eyaletlerinde Orta Batı cazibesini yaymayı hedefliyor. Walz’un amacı buraları korumak, Vance’in ise kırmızıya boyamak.

İki ismin birbirinden pek haz etmediği ise ayan beyan ortada. Tim Walz, Trump ve Vance’in Amerika’nın küçük kasabalarını boşaltarak zenginleştiğini kendilerinin ise komşularının haklarını daima gözetttiğini söylüyor. Vance, Walz’ı “ABD hükümetinin herhangi bir seviyesinde en aşırı sol radikallerden biri” olarak niteliyor. Vance’in hiçbir fikri ya da çözümü olmadığını öne süren Walz, “Trump ve Vance ‘özgürlük’ hakkında çok konuşuyorlar. Bu (özgürlük) hükümetin yatak odanıza, çocuklarınızın okul kütüphanesine ve doktor muayenehanenize müdahale etme özgürlüğü anlamına geliyor. Bu özgürlük değil!” diyor.  Vance, “Tim Walz’ın bu kampanyayı tamamlayacağından bile emin değilim” diyerek rakibini şimdiden itibarsızlaştırmaya çalışırken Walz, cumhuriyetçi rakibinin tüp bebeğe karşı politikasını kişisel algılayıp “Aileme ve birçok başkasına doğrudan saldırdı” diyor (Walz çiftinin çocukları Hope, 1999’da tüp bebek teknolojisiyle dünyaya gelmişti). Tüm bunlar akılda tutulduğunda, başkanlar gibi başkan yardımcılarının da seçim öncesi TV münazaralarına katıldığı ABD’de asıl söz düellosunun Walz-Vance ikilisinden çıkma ihtimali yüksek görünüyor.

HARRIS NEDEN WALZ’U SEÇTİ?

Asıl soru Tim Walz’un neden seçildiği. Aslında bu tercihin ardında hem Demokrat Parti’nin seçim stratejisi hem Walz’un geçmişteki sıradışı siyasi başarılarının payı var. Bir kere girdiği hiçbir seçimi kaybetmedi. En önemlisi ilk katıldığı yarış, 2006’da düzenlenen Minnesota’nın 1. Kongre Seçimi’ydi. Bu seçimde, ABD Temsilciler Meclisi’ne gönderilecek bir temsilci belirleniyor. Walz o seçime katıldığında devlet okulunda bir öğretmendi ve karşısında altı dönemdir görevde olan Gil Gutknecht vardı. 

Seçim sonunda Walz büyük bir sürpriz yaparak başkente gidecek isim olmayı başardı. “E, ne var bunda?” diyenlere demokrat Walz’un o dönem itibarıyla son 114 yılın 100’ünde Temsilciler Meclisi’ne sadece cumhuriyetçi temsilci göndermiş bir bölgede bu zaferi elde ettiğini anımsatmak gerekiyor. Walz, seçmenlerin dönemin başkanı George W. Bush ve Irak savaşı konusundaki öfkesinden yararlanmayı bilmişti. Hem de eski bir asker olmasına rağmen. Walz’un ilk seçimi kadar 2016 yarışındaki başarısı da kritik görünüyor. Zira o seçimde kongre üyesi Jim Hagedorn’a karşı zorlu mücadelesinden oyların yüzde 50,3’ünü alarak sadece 0,6 puan farkla sağ çıkmıştı. Yine “E, ne var bunda?” diyenler için Minnesota eyaletinde Walz’un kendi bölgesinde demokratların başkan adayı Hillary Clinton’ın rakibi Donald Trump’a 14 puan farkla kaybettiğini anımsatmak gerekiyor.

Dedim ya, Walz politikaya atılmadan önce tarih öğretmenliği yapıyordu. Geçtiğimiz haftalarda Fikir Gazetesi’ne ABD’deki politik dinamiği yorumlayan Virginia Üniversitesi’nden siyaset bilimci J. Miles Coleman, Walz’un lisede hocası olduğunu söyleyip kişisel hikayesini “Lise üçüncü sınıf öğrencisiyken Minnesota’ya henüz yeni taşınmış bir adam yeni tarih öğretmenimiz olmuştu. Bize, birkaç yıl önce Minnesota’da bir adamın Kongre’de bir koltuk kazandığı için onun yerine atandığını söyledi. Çok muhafazakârdı. Birçok konuda anlaşamadık ama iyi geçindik” sözleriyle anlatıyor.

MUHAFAZAKÂR, ILIMLI, İŞÇİ DOSTU, SİLAH SEVER ORTA YOLCU DEMOKRAT

Orta yolcu bir geçmişe sahip olan Walz, son derece muhafazakâr bir yerde, son 10 Amerikan seçiminde sürekli cumhuriyetçilere oy veren, 3 bin 700 nüfuslu West Point’te dünyaya geldi. Henüz 17 yaşındayken, 1981’de Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Muhafızları’na katıldı. 2005’teki emekliliğine kadar 24 yıl boyunca burada görev aldı, başçavuşluk yaptı.

Ağır topçuluk konusunda uzmanlaştı, keskin nişancılık ve el bombası kullanımında yeterlilik rozetleri aldı. Ama hiç savaş görmedi. Askerlik kariyeri Nebraska, Arkansas, Texas, Kuzey Kutbu, New Ulm, Minnesota’da geçti. Sel, kasırga gibi doğa olaylarında yer aldı. 11 Eylül saldırılarının ardından altı ayını Avrupa’da görevle geçirdi, Ordu Takdir madalyası aldı. Ancak kongre seçim kampanyasında askeri rütbesi hakkında yalan söylemekle suçlandı. İddialar çürütülse bile ilk siyasete girdiğinde Irak’ta görev yapan bir yedek subay, yurtdışı görevleri konusunda Walz’u sert sözlerle eleştirdi. Irak ve Afganistan’da konuşlanmadığı söyledi. Walz, Kongre’deki görev süresi boyunca Irak ve Afganistan’daki askeri operasyonların finansmanının devam etmesini desteklemişti.

BİR MİNNESOTA HİKÂYESİ

Minnesota hikayesi ise 1990’lara, tarih öğretmenliğinin yanı sıra okulun futbol koçluğunu yaptığı yıllara denk düşüyor. 1999’da okulun dört eyalet şampiyonluğunun ilkini kazanan takımın başında da o vardı, eşcinselliğin hoş karşılanmadığı o vakitler okulun eşcinsel-heteroseksüel ittifakının fakülte danışmanlığında da…

Amerikan haber ajansı AP, Tim Walz’u “Amerikan kalbinin en canlı temsilcilerinden biri” olarak nitelendiriyor. Walz, ABD Başkanı Joe Biden’ın II. dönem için aday olmamaya karar vermesinin ardından yaptığı samimi televizyon konuşmalarıyla son dönemde kendini öne çıkardı. 

SUNDUĞU TASARILARIN YÜZDE 33’Ü ÜLKEDEKİ GAZİLERLE İLGİLİ

ABD Temsilciler Meclisi’nde altı dönem görev yaparken Walz’un gaziler konularında öncülük ettiği biliniyor. Gerçekten de 2007-2019 yılları arasında Kongre’ye sunduğu tasarılara bakıldığında en çok gündeme getirdiği konu başlığının 20 tasarıyla Gaziler-Ordu-Savunma olduğunu görmek mümkün. 

Ardından 13 tasarı ile sağlık geliyor. İşçi hakları (7), tarım (6) ekonomi ve çalışma hayatı (5), çocuk ve aile (4), eğitim (3), enerji (3), ulaşım (2), ve spor (1) ele aldığı diğer meseleler. Yani anlayacağınız en önemli önceliği gaziler, sağlık ve işçiler olan bir başkan yardımcısı adayı profili mevzu bahis. Haliyle beyaz Amerikalıların sevdiği bir isim Walz. Amerikalıların silah edinme meselesindeki olumlu tutumu ise bir başka öne çıkan özelliği.

DEMOKRATLARIN SOL YANI WALZ’U NEDEN SEVİYOR?

Çünkü Walz, sendika örgütlenmesi, işçi hakları ve saat başına 15 dolar asgari ücret gibi demokratların savunduğu konularla aynı yerde duruyor, hatta önderlik ediyor. İşçilerle, ailelerle, göçmenlerle arası iyi. İkinci döneminde Minnesota’da ücretli aile iznini genişletti. Grevdeki otomotiv işçileriyle birlikte eyleme katıldı. Sendika karşıtı toplantılara katılmayı yeğlemeyen işçileri koruyan eyalet yasasını destekledi. Bir başka deyişle zorunlu hale getirilmeye çalışılan anti-sendika toplantılarını ortadan kaldırdı. 

Kendi eyaleti sınırlarında et işleme işçileri ve Amazon depo çalışanlarının konumu güçlendirdi. Uber ve Lyft gibi dev şirketlerle masaya oturup sürücü maaşlarında yüzde 20’lik bir artış sağladı. Yıllık geliri 80 bin doların altında olan ailelerin çocukları için devlet üniversitelerinde ücretsiz öğrenim, ücretli aile ve sağlık izni programı ve kişilerin göçmenlik durumu ne olursa olsun sağlık sigortası kapsamı sağladı. Ülkenin önde gelen bağımsız senatörlerinden Bernie Sanders da Walz’un adaylığının duyurulması sonrası kendisini güçlü bir sendika destekçisi olarak tanımlayıp “Vali olarak, Minnesota’daki çalışan aileler için önemli işler başardı. Başkan Yardımcısı olarak, ABD’deki çalışan aileler için de aynı başarıyı gösterecektir” diyor.

Sadece 82’lik Sanders’ın değil gençlerin de takdirini alan bir politikacı görünümü sergiliyor Walz. Minnesota’daki tüm öğrenciler için ücretsiz kahvaltı ve öğle yemeği garantileyen bir yasayı imzaladı. Cumhuriyetçiler bunun yerine eyaletin bütçe fazlasının vergi indirimlerinde kullanılmasını istiyordu. Sonra ABD’de yağmacılıkla suçlanan bilet sitelerine karşı ‘Taylor Swift Yasası’ getirdi. Bilet sitelerinin fiyatları manipüle edip yüksek fiyata satışına karşı çıktı. Kızıyla kamera karşısına geçip sosyal medyada veganlıkla ile ilgili sohbetler yaptı. Daha önce cumhuriyetçilerin getirdiği kürtaj kısıtlamalarını kaldırdı, yetişkinler için eğlence amaçlı marihuana kullanımını yasallaştırdı. 

WALZ TİPİK BİR İSRAİL YANLISI MI?

Evet, Kongre’deki görev süresi boyunca klasik İsrail yanlısı görüşler sundu. Ancak topa çok girmedi. X adresinde İsrail ile ilgili yaptığı tek paylaşım 23 Ekim 2015 tarihli, “İsrailli Nükleer Kurumu, İran anlaşmasını destekliyor” başlıklı bir Washington Post haberi. Kuşkusuz paylaştığı haber Walz’un meseleye bakışını anlatmaz ama vakti zamanında neye baktığını anlatabilir. 

İsrail Atom Enerjisi Komisyonu’nun (IAEC) İran ile yapılan tartışmalı nükleer anlaşmayı desteklediği yönündeki iddiaları ele alan haberde o dönem (yine) İsrail hükümetinin başındaki Benyamin Netanyahu’nun, kabine üyelerinin ve muhalefetin rahatsızlıklarına değiniliyor. Bununla birlikte anlaşmaya aykırı bir İran ihlali halinde, dış denetim ve uluslararası gözlemciler tarafından kolayca tespit edileceğine yönelik bir bakış açısı ortaya konuluyor. Kurumun direktörünün doğrudan İsrail başbakanlık ofisine rapor verdiği biliniyor.

Bu önemsiz gibi görünen ilginç ayrıntıyı, daha doğrusu X’in Twitter olduğu günlerde Walz’un yaptığı paylaşıma dair detayı paylaştıktan sonra 2010’da sarf ettiği sözü anımsamakta yarar var. Walz o dönem “İsrail bölgedeki en yakın müttefikimizdir, kişisel özgürlükler ve haklar konusunda kararlıdır” demişti. 14 yıl sonra, İsrail-Hamas Savaşı’nın ardından ABD’deki savaş karşıtlığının artması onu da etkilemiş olabilir. Mart 2024’te düzenlenen demokrat ön seçimde Walz’un valisi olduğu Minnesota’daki seçmenler ABD Başkanı Biden’ın İsrail’e koşulsuz destek politikasından rahatsızdı. Seçmenlerin yüzde 20’sinin Biden’ın İsrail politikalarına karşı kararsız oy kullanması sonrası, ABD genelinde artan rahatsızlığın farkına varan Walz, “Kararsız oy kullananların, yön değişikliği çağrısı yapanların sesleri duyulmayı hak ediyor” mesajı vermişti.

BİR TIM YAPAMADI BAŞKA BİR TIM YAPAR MI?

Demokrat Parti’nin sol kanadı Walz isminin tercih edilmesinden memnun görünüyor. Amerikan basınına bakıldığında, siyasi geleceğinin ne kadar parlak olduğu yönünde yorumlar yapılan Yahudi asıllı Pennsylvania Valisi Josh Shapiro’nun yardımcılık için tercih edilmesinin partiyi zora sokabileceğine dönük yorumlara rastlamak mümkün. Associated Press’in tecrübeli muhabiri Hannah Fingerhut, “Demokrat Parti’deki sol damar, Pennsylvania Valisi Josh Shapiro’nun partiyi İsrail’e daha yakınlaştırabileceğinden ve Arap Amerikalı ve genç seçmenleri üzebileceğinden endişeleniyordu” diyor. 

O yüzden Walz’un ismi partiyi bütünleştirebilecek bir isim olarak değerlendiriliyor: Merkeze yakın, muhafazakâr ve ulusal kimliği ile öne çıkan, ABD’nin bağrından bir demokrat. Fikir bu. 

2016 ABD başkanlık seçimlerinde demokratların başkan adayı Hillary Clinton yardımcısını belirlerken de reçete aynıydı. Senatör Tim Kaine’in yapamadığını Tim Walz yapabilecek mi? Bir Tim’in yapamadığını başka bir Tim gerçekleştirebilecek mi? 

Demokratlar yarışa onu da dahil ederek “salıncak eyalet” olarak tabir edilen, seçim sonuçlarının belirsiz olduğu, kazanma şansını eşit görüldüğü anahtar bölgelerde üstünlük sağlayabileceğini düşünüyor. Zaman yukarıdaki sorunun yanıtını verecek. Ve o zamana dek daha çok şey değişecek…

Fotoğraflar

Manşet Fotoğrafı: WCCO News

  1. Fotoğraf: Caroline Yang/The New York Times
  2. Fotoğraf: People’s World

Geçmişin Yüklerinin Gölgesinde Bir Kamala Harris Portresi

“ABD’de Hâlâ Siyah ve Kadın Bir Başkana Hazır Olmayanlar Var”

“Netanyahu Yozlaşmış, Üstünlük Kompleksli ve Kendi Hükümetinin Esiri”