Tarih Aralık 2020’yi gösteriyordu.
Cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Karabağ’da zafer kazanmasının ardından Azerbaycan’ı ziyaret etti. 1993’te kapatılan Türkiye-Ermenistan sınır kapısının açılabileceğini söyledi.
Erdoğan’ın sinyali vermesinin ardından iki ülke atanan özel temsilcilerle tam dört kez masaya oturdu.
Erivan, Türk mallarına ambargoyu kaldırdı, iki ülke arasında direkt uçuşlar başladı ancak 4 senedir söz konusu olan sınır hâlâ açılmadı.
Geçen hafta sürpriz bir şekilde “Türkiye ile Ermenistan Normalleşme Süreci Özel Temsilcileri” Büyükelçi Serdar Kılıç ve Ermenistan Parlamentosu Başkan Yardımcısı Ruben Rubinyan’ın yeniden bir araya geleceği açıklandı.
2 yıl sonra 29 Temmuz’da Türkiye-Ermenistan sınırında “anlamlı” bir buluşma gerçekleşti.
İki temsilci önceki toplantılarında varılan anlaşmaları yeniden teyit etti. Ayrıca, Akhurik/Akyaka demiryolu sınır kapısının bölgesel gelişmelere uygun şekilde çalışmasını sağlamak için teknik gereklilikleri değerlendirmeyi ve diplomatik/resmi pasaport sahipleri için karşılıklı vize prosedürlerini basitleştirmeyi kabul etti.
Son olarak, ülkeleri arasındaki “tam normalleşme” nihai hedefine ulaşmak için herhangi bir ön koşul olmaksızın normalleşme sürecini sürdürme konusundaki mutabakatlarını yeniden vurguladılar.
“ÖNCE AZERBAYCAN İLE BARIŞ”
Alican-Margara sınır kapısında iki temsilcinin bir araya gelmesini gazeteci Serdar Korucu takip etti. Bizler de Serdar’ı yakından takip ettik.
Korucu, Türkiye-Ermenistan normalleşmesinden sonuç almanın zor olduğunu çünkü Yerevan’ın bu normalleşme sürecini sadece Ankara ile götürmek istediğini söylüyor.
Ancak Erdoğan’ın Ermenistan’ın Bakü ile uzlaşması şartı bu süreci oldukça yavaşlatıyor. Korucu’nun da hatırlattığı üzere henüz bir barış anlaşması iki ülke tarafından imzalanmadı.
Korucu, eğer Azerbaycan-Ermenistan barışı sağlanırsa Türkiye-Ermenistan normalleşmesinin zaten hızla gerçekleşebileceğini vurguluyor.
Ancak süreç içinde önemli adımlar atıldığını vurguluyor Korucu ve ekliyor:
“İki ülkenin arasındaki sınırların belirlenmesi çok büyük bir adım. Bu sürecin hızla devam etmesi ve barış anlaşmasının imzalanması öncelikli adım…”
ERMENİSTAN’DAKİ ERMENİLER NE DİYOR?
Ermenistan’daki Ermenilerin Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesine karşı farklı bakış açıları olduğunu anlatıyor Korucu:
“Çok farklı bakış açıları var. Mesela sınırın açılmasından endişe duyanlar da var. Çünkü sınırın açılmasıyla zaten dolaylı olarak Ermenistan piyasasında etkili olan Türk malları baskın hâle gelecek. Bir gerçek var: Türkiye bölgede önemli bir üretici güç.
Öte yandan Türkiye ile normalleşme çok daha kolay görülüyor. Bu ilginç. 1915’e, soykırım tartışmasına rağmen Ermenistan-Türkiye arasında halkların yakınlaşması daha kolay görünüyor. Öte yandan bence asıl sorun, bir zamanlar SSCB içerisinde birlikte yaşayan Ermenistan ve Azerbaycan halkları arasında. Önyargılar çok daha büyük. Bunun aşılması için daha çok ilerleme yaşanmalı…”
TÜRKİYE-ERMENİSTAN NORMALLEŞME GÖRÜŞMELERİ: TÜRKİYELİ ERMENİLERE NASIL YANSIR?
Türkiyeli Ermenilerden gazeteci Pakrat Estukyan iki temsilcinin görüşmesinin 2 yıl sonra yeniden yapıldığına dikkat çekiyor ancak bu sürpriz görüşmeyi anlamlandıramıyor. Çünkü yapılan açıklamalara göre iki ülke arasında yine ciddi bir mesafe kaydedilemedi. Estukyan, dördüncü görüşmede sınırın üçüncü ülke vatandaşlarına açılması kararı alındığını hatırlatıyor ve ekliyor:
“Bu konuda da hiçbir adım atılmadı. Ermenistan sınır kapısını yeniledi, ‘Hazırdır’ dedi. Türk tarafından karşılık gelmedi. Bunun üzerine 2 yıldır bir sessizlik hakimken pat diye bir haber çıktı; müzakereciler görüşecek. Bakıyoruz beşinci görüşmenin resmi açıklamasında yine somut bir ilerleme yok.”
Usta gazeteci Estukyan, Türkiye-Ermenistan ilişkilerin Aliyev’i “Büyük abi” olarak tanımlıyor. İki ülkenin ilişkisinin ilerleyip ilerlememesinde de etkili olduğunu vurguluyor.
Peki Türkiyeli Ermeniler bu süreçten nasıl etkileniyor?
Savaş süresince Türkiye’deki kimi kiliseler ırkçı yazılamalara maruz kalırken kimisinin önünde Azerbaycan bayraklı arabalar konvoy yaptı. Peki barış süreçleri de savaş süreçleri kadar etkili oluyor mu Türkiyeli Ermeniler için? Cevabı basit: Hayır.
Estukyan’a göre bunun sebebi medya. Medyada barış sürecinin gündemde yer almaması sürecin olumlu yansımalarının önüne geçiyor.
Bir Tim Walz Profili: Keskin Nişancı, Savaş Görmemiş Eski Asker, Yenilmez Siyasetçi
“İnsani Diplomasi Sadece Hoş Bir Kavramdan İbaret, Cenevre Sözleşmesi Gözden Geçirilmeli”
İsrail – Lübnan Hattında Yüksek Gerilim: Bölgesel Savaş Kapıda mı?