Medyada Erkek Egemenliği: Şiddete Uğrayan Kadınlar Anlattı

Kadınlar, her alanda olduğu gibi söz konusu gazetecilik olduğunda da erkek egemen yapının baskısı altında kalıyor. Mesleğini icra edebilmek için toplumsal cinsiyetçi kalıplarla, ayrımcı psikolojik ve fiziksel zorluklarla mücadele eden kadınlar bütün zorluklara rağmen hakikati dile getirmekten vazgeçmiyor.

Fikir Gazetesi’nin 27. sayısında Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki kadın gazetecilere sözü verdik. Bölgede uzun yıllar mesleklerini icra eden ve etmeye de devam eden kadınlar; erkek egemen toplum yapısının gölgesinde mesleklerini sürdürmeye çalışırken yaşadığı çeşitli zorlukları, mesleki alanda cinsiyetçi ayrımcılıktan fiziksel tehditlere kadar uzanan baskıları ve daha mesleğin başındayken ailelerinden, çevrelerinden aldıkları tepkileri anlattı.

2015 yılında kapatılan Dicle Haber Ajansı’nda (DİHA) gazeteciliğe başlayan şimdilerde mesleğe serbest gazeteci olarak devam eden Nimet Ölmez, bölgede mesleği her zorluğa rağmen yürüten kadın gazetecilerden sadece biri.

“KENDİMİ GAZETECİLİK ÇABASI İÇİNDE BULDUM”

2015 yılında Fırat Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun olduktan sonra, kapatılan Dicle Haber Ajansı’nda stajyer muhabir olarak gazeteciliğe başladığını söyleyen Ölmez mesleğinin başındaki süreci şu sözlerle aktarıyor: “Sahada çalışarak gazeteciliğin inceliklerini öğrendim. DİHA o dönem bölgede çok aktif bir gazetecilik çalışması yürütüyordu. Mezun olur olmaz kendimi bu çabanın içinde buldum. Ankara, Şırnak, Diyarbakır, Van, Hakkari ve İzmir gibi birçok kentte muhabirlik yaptım. Ancak 2020’den sonra gazeteciliğe birkaç yıl ara vermek zorunda kaldım. Muhabirlik yaparken, erkek meslektaşlarımın karşılaştığı zorluklardan çok daha fazlasını yaşadım”

“POLİSLERDEN ‘SİZİ BİTİRİRİZ’ TEHDİTLERİ ALDIK”

2016 yılında Şırnak’ta sokağa çıkma yasakları sırasında yaşadıklarını aktaran Ölmez, “Görüntü ve fotoğraf almaya çalıştığımız her yerde karşımıza bir zırhlı araç dikilirdi. Polisler gözümüze bakarak ‘görüntü alırsanız sizi bitiririz’ diyorlardı. Van, Yüksekova gibi yerlerde kadın gazeteci olmayı geçtim kadın olmak bile çok zor. Sahada kadın gazetecilere verilen tepkiler işleri daha da zorlaştırıyor. Toplum genel olarak kadınları her alanda ayrımcılığa maruz bırakıyor. Sahada karşılaştığımız olumsuz tepkilere rağmen, bazı olumlu geri dönüşler de aldık. Ailelerimizin de durumu kabul etmesi zor oldu. Gazetecilik yapıyor olmamı ailemin bile uzun yıllar boyunca benimsemesi ya da kabul etmesi zor oldu “dedi.

KADIN GAZETECİLERE KARŞI AYRIM BİR TUTUM MEVCUT

Bölgenin politik dinamiklerinin gazetecilik üzerindeki etkilerine de değinen Nimet Ölmez, “Özellikle Kürt illerinde, siyasi partilerin etkinlikleri ve bu partilere nasıl yaklaşılması gerektiği işlerimizi zorlaştırırdı. Kadınların siyasette yeterince yer almaması, kadın gazetecilerin de haber kaynağı bulma konusunda zorlanmalarına neden oluyor. Bu durum, bölgedeki kadın gazetecilerin karşılaştığı bir diğer zorluk olarak öne çıkıyor. Bölgede sürekli bir gerginlik halinin olması gazetecileri de bu gerginliğin içinde bırakıyor. Özellikle güvenlik güçlerinin kadın gazetecilere karşı ayrımcı tutumlarına gözden kaçmayacak boyutta. Basın kartı ve çalıştıkları kurumlar üzerinden sürekli bir engelleme durumu var” diye belirtti.

“ARAMIZDA YETERLİ BİR DAYANIŞMA YOK”

Ailesinin gazetecilik mesleğini kabul etmekte zorlandığını dile getiren Ölmez, “Akrabalarım beni birkaç televizyon programında konuşurken gördükten sonra arayıp ‘sen gazetecilik mi yapıyordun, hiç haberimiz olmadı’ dediler.” diye anlatıyor. Mesleğinin kabul görmesinin uzun sürdüğünü belirten Ölmez, bu sürecin kendisi için zorlu bir dönem olduğunu ifade ediyor. Kadın gazeteciler arasında dayanışma eksikliği olduğuna da dikkat çeken Ölmez, “Bölgede kadın gazeteciler arasında yeterli bir dayanışma yok. Bunun nedenini politik ortam ve kadın bilincinin yetersizliği. Sendikasızlık ve dayanışma ağlarının eksikliği de bu durumu daha da zorlaştıran etmenler arasında yer alıyor” dedi.

ERKEK GAZETECİLERİN KADINLARA YÖNELİK TUTUMU DA AYNI

Fikir Gazetesi’ne konuşan Van’da Ajans 65 kanalında çalışan Yasemin Dikici ise kadın gazetecilerin ve kendisinin yaşadığı zorlukları şu ifadelerle anlattı: “Kadın gazeteciler toplumun cinsiyetçi algılarıyla karşı karşıya kalıyor. Bu algıları aşmanın yanı sıra, meslektaşlarıyla olan mücadele de bir o kadar zor oluyor. Yaşadığımız coğrafyada, özellikle erkek gazetecilerin kadınların gazetecilik alanındaki yeteneklerini küçümsemesi ve bu nedenle kötü muameleye maruz kalmamız oldukça yaygın. Bu tür tutumlar, kadın gazetecilerin mesleki gelişimini engelleyen en büyük faktörlerden biri olarak öne çıkıyor. Kriz bölgelerinde çalışmanın getirdiği riskler, kadın gazeteciler için daha da tehlikeli hale geliyor. Bölgede güvenlik güçleriyle karşılaşma durumunda sözlü ve fiziksel müdahalelere maruz kalıyoruz. Bu durum, haber takibimizi oldukça zorlaştırıyor. Basın açıklamaları ve benzeri etkinliklerde, izin verilmediğinde karşılaşılan zorluklar, çıkmaza giren bir döngü oluşturuyor.”

“BİRBİRİMİZİ DESTEKLEMEYE VE GÜÇLENDİRMEYE İHTİYACIMIZ VAR”

Kadın gazetecilerin kendi meslektaşları tarafından da cinsiyetçi yaklaşımlara maruz kaldığına vurgu yapan Yasemin Dikici, “Cinsiyetçi yaklaşımlar yüzünden sahada mesleğimizi sürdürmekte zorlanıyoruz. Bu tutumlar, kadın gazetecilerin sahada kendilerini yalnız hissetmelerine ve mesleki motivasyonlarını kaybetmelerine neden oluyor. Kadın gazetecilerin en büyük sorunu bölgede kadın gazeteciler arasında yeterli dayanışmanın olmaması, bu mücadeleyi daha da zorlaştırıyor. Birbirimizi desteklemeye ve güçlendirmeye ihtiyacımız var, kadın gazetecilerin karşılaştığı zorluklar, sadece mesleki değil, aynı zamanda özel hayatlarında da kendini gösteriyor. Kadınların ‘evde oturması gerektiği’ düşüncesi, hala bazı zihinlerde yer buluyor” diye belirtti.

“GAZETECİLİK ALANINDA FIRSAT EŞİTLİĞİ SAĞLANMALI”

Sahada yaşanan taciz olaylarında da vurgu yapan gazeteci Yasemin Dikici, “Kalabalıklar arasında yaşanan taciz olayları, kadın gazetecilerin işlerini yapmalarını neredeyse imkansız hale getiriyor. Ancak tüm bu engellere rağmen cesaret ve kararlılıkla mesleğe devam ediyoruz. Cesaretimiz ve kararlılığımızla mesleğin önemli bir parçası olmaya devam edeceğiz. Kadın gazetecilerin yaşadığı zorluklar, gazetecilik mesleğinin daha adil ve eşitlikçi bir yapıya kavuşması gerektiğini ortaya koyuyor. Kadına yönelik ayrımcılığın sona ermesi ve gazetecilik alanında fırsat eşitliğinin sağlanması konusunda daha fazla toplumsal dayanışmaya ihtiyacımız var. Kadın gazeteciler olarak dayanışma içinde hareket etmeli bu sayede adil bir medya ortamı da yaratlılmadır” dedi.

Kız Öğrenciler: “Taşımalı Eğitim Olmasaydı Okula Gidemezdim”

Eril İktidarın Soyadı Dayatması Kadın Mücadelesiyle Devrilecek mi?