Deprem Bölgesindeki Çocuklarda Bodurluk 2 Katına Çıktı

Deprem bölgesindeki çocukların beslenme krizi depremin olduğu 6 şubat 2023’ten bu yana artarak devam ediyor. Depremin üzerinden 1.5 yıldan fazla zaman geçmiş olmasına rağmen yeterli beslenme hala çoğu hane için imkansız durumda. Afet zamanlarında gerçekleşen yıkım ile birlikte kamusal hizmetlerin olmaması, toplumun demokratik özne olarak görülmemesi, ihtiyaçların karşılanmaması gibi birçok şeyin sağlığa büyük etkileri oluyor. Bu etkileri beslenme üzerinden izleyerek ölçebilmek amacıyla farklı tarihlerde malnütrisyon çalışmaları gerçekleştirdik. Türk Tabipleri Birliği (TTB), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ile birlikte ilk altı ayda Hatay’da yaptığımız çalışmanın bir benzerini 15-18. aylarda Adıyaman’da tamamladık. İki çalışmanın sonucunda da gördüğümüz, artarak devam eden bir sorun karşımızda: BODURLUK!

Bodurluk neden bu kadar önemli ve biz neden yetersiz beslenmeye bu kadar odaklanıyoruz?

Çocuk ölümlerinden gelişim geriliğine kadar birçok sorunun arkasında yetersiz beslenme bulunuyor. Dünya genelinde, 5 yaş altı çocukların diğer yaş gruplarına göre beslenme yetersizliği yaşama riskinin daha yüksek olduğu söyleniyor. Bunu kanıtlar nitelikte olan çalışmalar, çocuk ölümlerinin neredeyse yarısı (%45) yetersiz beslenme ile ilişkili diyor. Bodurluk bize geri dönülemez bir yolun başında olduğumuzun sinyallerini veriyor. Durum böyleyken Türkiye’deki mevcut durum da bu söylenenleri doğruluyor.

TTB’nin Onsekizinci ay raporu, deprem bölgesindeki bebek ölüm hızının ülke ortalamasıyla karşılaştırıldığında oldukça yüksek olduğunu gösteriyor. Hatay malnütrisyon çalışması sağlık hizmetlerinin yetersizliğinin, yaşam koşullarının bozulmasının çocukların sağlığı ile ilişkisini ortaya koyuyor. Çocukların yeterli ve sağlıklı beslenme koşullarından mahrum kalması, hem akut yetersiz beslenmeyi hem de uzun vadeli sağlık sorunlarını beraberinde getiriyor.

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, Türkiye’de beş yaş altı çocuklarda bodurluk oranı %5.5’. Hatay çalışmasında bu oran %6.2 iken Adıyaman çalışmasında %14.4 gibi çok yüksek bir rakam karşımıza çıkıyor. Depremin yıkıcı etkisinin artarak devam ettiği, zaman ilerledikçe çocuklar üzerinden daha fazla görülür hale geliyor. Ancak tüm bilimsel çalışmalar ve denenmiş politikalar, pratik süreçler yetersiz beslenmenin önlenebilir bir durum olduğunu söylüyor.374 çocuğun katılımı ile hazırlanan Adıyaman malnütrisyon çalışması bodurluğun özellikle 0 yaş olan anne karnından itibaren çok yoğun bir şekilde yaşandığını gösteriyor. Bu durum sadece çocuğu değil aynı zamanda anneyi de besleyemediğimizi gösteriyor. 

Çocuklardaki zayıflık yine büyük bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Çalışma zayıflığın karşısında ise yine yoksulluk ve yetersiz beslenmenin getirdiği sorunlardan biri olan obezite sorununun da artığına işaret ediyor. 6-59 ay arası çocukların çoğu (%80.2) gün içerisinde mutlaka en az bir kez ucuz, sağlıksız gıdaları tercih ediyor. Bu durum obezitenin artışına zemin hazırlıyor. Bir yanda bodurluk artarak diğer yanda sağlıksız, besleyicilikten yoksun sadece doymak için tüketilen besinler ile obezitenin artışı gözlemleniyor. Bunların sebeplerini incelediğimizde hanelerin düzenli gıdaya erişimlerinin olmaması, düzenli gelirlerinin bulunmaması, kendilerine ait mutfaklarının olmaması, saklama koşullarının yetersiz ve uygunsuz olması, kalıcı konutlara geçişin hala yapılmamış olması geliyor. Altyapı sorunlarının devam etmesi, yardımların tamamen kesilmiş olması, yoksulluğun artışı gibi birçok sorun suya erişim ile ilgili problemleri de artırıyor. Hanelerin %10.4’ü hala suya düzenli olarak erişimi bulunmuyor. Şebeke suyunu içen insanlar ise temiz olduğuna inanmıyor, çaresizlikten dolayı içtiğini vurguluyor. Çocuklarda ishal salgınları da aralıkla gözlemleniyor.

Risk faktörleri çocuklar içinde de dezavantajlılığın etkilerinin bulunduğunu gösteriyor. Çalışma bodurluğun, mülteci çocuklarda yerli çocuklara göre; anadili Arapça (%50.0) ve Kürtçe (%15.0) olanlarda Türkçe olanlara (%8.0) göre daha yüksek olduğunu söylüyor.

Çalışmanın ikinci kısmında yer alan gözlemsel sonuçlarımız da niceliksel verileri doğruluyor. Konteynırlarda ek bir mutfağın olmayışı, uyku günlük yaşam ve mutfağın aynı mekanda olması çocukların yanma riskinden koku ve böceklenmeye kadar birçok sorunu beraberinde getiriyor. Sağlıklı bir yaşam alanının bir yılı aşkın bir süredir kurulamamış olması kadınların üzerindeki yükü kat be kat artırıyor. Marketin uzak olmasından çocuklara sağlıklı bir yaşam ortamının kurulamayışına kadar birçok neden kadınların yaşamdaki sorumluluklarının katlanarak artışına neden oluyor. 

Son kısımda yer alan niteliksel çalışmada ise 26 kadınla derinlemesine görüşme yaparak sorunları direkt öznelerinden dinledik. Görüşmelerin sonucunda en çok tekrarlanan sorunlar arasında kalınan yerin olanaksızlıkları, beslenme ile ilgili kronik sorunların artışı, yardımların kesilmesi, maddi yetersizlikler, geleceğe dair duyulan kaygı ve ev içi şiddetin artışı bulunmaktaydı.

Tüm bu sonuçlar bize acilen durumun boyutunun tespit edilerek politikalar geliştirilmesi gerektiğini gösteriyor. Hayırseverlik ile olacak kısmın çoktan geride kaldığı, acilen insanların yaşanabilir güvenli konutlara aktarılması gerektiği, bu durumun kamunun devredilmez bir sorumluluğu olduğu hatırlatılmalıdır. Çalışmadan direkt aktaracağım cevap benim de çözüme dair cevabımdır:
“Kamu bu sorumluluğu yerine getirirken emek ve meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve toplumun öz örgütleri ile  bir araya gelerek bu sorunların çözümüne yönelik ortak bir mücadele stratejisi geliştirmesi kritik bir öneme sahiptir. Dayanışma, kolektif eylem ve toplum katılımının sağlanması bu zorlukların üstesinden gelmek için en güçlü araçlarımızdır. Bu süreçte, haklarımızı savunmak ve birlikte hareket edecek mücadele alanları oluşturmak geleceğimizi birlikte inşaa etmenin anahtarı olacaktır”


  1. https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/malnutrition
  2. https://www.ttb.org.tr/haber_goster.php?Guid=d2908510-5d77-11ef-a78e-9d29f75ce66e
  3. https://www.ttb.org.tr/userfiles/files/Malnutrisyon_Raporu_02022024.pdf
  4. https://platform.who.int/data/maternal-newborn-child-adolescent-ageing/indicator-explorer-new/MCA/prevalence-of-stunting-among-children-under-five-years-of-age-(height-for-age–2sd-of-the-median)
  5. https://www.ttb.org.tr/haber_goster.php?Guid=d2fdd0e6-af18-11ef-84b5-cf4e19959e5b

Sağlığı Tehlikeye Düşürecek Gıdalar Hangileri?

Kantinciler Konuşuyor: Beslenme Krizinin Sorumlusu Biz Değiliz

Okul Yemeği Çalıştayı’nda Neler Konuşuldu?

Bu Kez Veliler Soruyor: Çocuklar Okulda Nasıl Beslenecek?

Okullar Açılırken: Çocukların Gıda Hakkı için Ne Yapılmalı?