₺0,00

Sepetinizde ürün bulunmuyor.

Bellek İzmir’de hafıza ve mekân: Dr. Mert Kaya İzmir’in “sıradan” hikâyelerini kayda geçiriyor

Bellek İzmir’de hafıza ve mekân: Dr. Mert Kaya İzmir’in “sıradan” hikâyelerini kayda geçiriyor

Tarihi Havagazı Fabrikası’nda düzenlenen “Creative Talks and Beyond” buluşmasında Fikir Gazetesi yazarı Dr. Mert Kaya, kentsel belleği “kralın değil çobanın hikâyesi” üzerinden anlattı; İzmir’in görünmez mekânlarının ve dipnota sıkışmış hayatların yaratıcılık için nasıl bir kaynak sunduğunu paylaştı.

İzmir’in endüstriyel mirasının simge mekânlarından Tarihi Havagazı Fabrikası, 23 Kasım akşamı kentin belleğine odaklanan özel bir buluşmaya ev sahipliği yaptı. Arch Events ve Create In İzmir işbirliğiyle düzenlenen “Creative Talks and Beyond” serisinin konuğu, Bellek İzmir çalışmasıyla tanınan Fikir Gazetesi yazarı Dr. Mert Kaya’ydı. “Yaratıcılıkta Hafıza ve Mekân” başlıklı konuşmasında Kaya, kişisel ve kolektif hikâyelerin, kent mekânıyla kurulan ilişkide nasıl bir yaratıcı imkân alanı açtığını anlattı.

Kralın değil çobanın hikâyesi

Konuşmasına, yıllarca kendisine anlatılan “başka hikâyelerle” büyüdüğünü söyleyerek başlayan Kaya, asıl kırılmanın bu anlatıların gerçek yüzüyle karşılaştığında yaşandığını vurguladı. Latince bir deyişe atıfla, “konuştum ve ruhumu kurtardım” sözünün, kendi hikâyesini anlatmaya karar verdiği andan beri kişisel mottosu hâline geldiğini belirtti.

Kaya’ya göre mesele sadece bir şeyleri bilmek değil; asıl belirleyici olan, “onu nasıl anlattığımız”. Bu nedenle, tarihin merkezine çoğu zaman yerleşen “kralın hikâyesi” yerine, görmezden gelinen “çobanın hikâyesini” kayda geçirmenin daha politik ve dönüştürücü olduğunu söylüyor: “Amacım, büyük anlatıların perdelediği sıradan görünen hayatların aslında ne kadar kurucu olduğunu göstermek.”

Bellek İzmir: Kare olmayanların kapısı

Bu yaklaşımın somutlaştığı yerlerden biri, Kaya’nın yıllardır yürüttüğü Bellek İzmir çalışması. İlk adım, sosyal medya ve Spotify podcast kanalında kentten topladığı küçük hikâyeleri bir araya getirmek olmuş. Ardından bir mimar arkadaşının tasarladığı logo, Bellek İzmir’in yönünü de simgelemiş: “Kapı, İzmir’in herkes için açık oluşunu anlatıyor ama logodaki parçalı form, hepimizin aynı kareye sığmadığını gösteriyor. Patika yollardaki farklı boylardaki taşlardan esinlenerek, farklı yolların aynı kente açıldığını göstermek istedik.”

Bellek İzmir, kahvehane duvarına asılan bir yazının neden orada olduğunu merak etmekten, ismi unutulmuş bir çevirmenin peşine düşmeye kadar uzanan çok sayıda mikro hikâyeyi görünür kılıyor. Kaya, bu hikâyeleri ilk başlarda “üç satırlık bir mani gibi” yazdığını, ama her birinin arkasında sağlam bir arşiv ve kaynak araştırması bulunduğunu özellikle vurguluyor.

Harputtan İzmire uzanan bir aile masalı

Konuşmanın en çarpıcı bölümlerinden biri, Houshamadyan arşivlerinde yer alan Garabet Beşgötüryan ve ailesinin hikâyesiydi. 1892’de Harput’ta Ermenice öğretmenliği yaparken, İzmir’e davet edilerek Amerikan Koleji’nde Ermenice dersleri vermeye başlıyor Garabet Bey. Eşi Mariam ve çocuklarıyla birlikte 1892’de kente gelen aile, İzmir’de çektirdikleri ilk fotoğrafta “sıradan bir aile” gibi görünüyor.

Oysa birkaç yıl sonra çekilen ikinci fotoğraf, hikâyenin dramatik yönünü açığa çıkarıyor. Karısı Mariam, dördüncü çocuklarına hamileyken yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle doğumdan kısa süre sonra hayatını kaybediyor; Garabet Bey, dört çocuğuyla yalnız kalıyor. Çocuklardan ikisi Amerikan Koleji’nin desteğiyle olsa gerek Amerika’ya gidip biri doktor, diğeri diş hekimi oluyor. Birinci Dünya Savaşı’nın gölgesinde çocuklarının ısrarıyla Amerika’ya gidiyor, Garabet Bey ve yıllar sonra Detroit’te hayatını kaybediyor. Kaya’nın ifadesiyle, “dipnota sıkışmış, hiçbir yerde görünmeyen” bu hikâye, aslında İzmir’in çok katmanlı tarihinin tam merkezinde duruyor.

Unutmak isteyen bir kent, hatırlamaya direnen bir bellek

Dr. Mert Kaya, İzmir’in Türkiye’nin geri kalanından azade olmadığını, ancak kentsel belleğin bastırılmasındaki pratiklerin burada zaman zaman “bir tık daha keskin” yaşandığını söylüyor. Ona göre kent, bazı dönemlerde “hatırlamak istemeyen” bir karaktere bürünüyor; yine de toplumsal bellek, bütün politik düzenlemelere rağmen yolunu bulup sızacak çatlaklar yaratıyor.

Bu noktada Kaya, kentteki somut mekânlara işaret ediyor: Zührevi hastalıklarla mücadele için 19. yüzyılda kurulan hastanelerden, bir dönem köleler için misafirhane olarak kullanılan Mithatpaşa’daki yapıların bugünkü kullanımına kadar birçok örnek, kentlilerin günlük hayatında farkına varmadan yanından geçtiği hikâyeler barındırıyor. “Bir zamanlar kölelerin konakladığı bir binanın önünden her gün okula, işe gidiyoruz ama çoğunlukla bunun farkında bile değiliz” diyor.

Hatırlamak için anlamak, anlamak için hatırlamak

Kaya, konuşmasında yazar Ariel Dorfman’ın “geçmişi tamamen ortadan kaldırmanın, onu hatırlamak isteyen tek bir kişi bile kaldığı sürece imkânsız olduğu” yönündeki düşüncesine atıfta bulunuyor. Aynı zamanda Eduardo Galeano’nun tarihle kurulan ilişkiyi yeniden düşünmeye çağıran yaklaşımı ve Susan Sontag’dan aktardığı “anlamak hatırlamaktan daha önemli, ama anlamak için önce hatırlamak gerekir” sözleri de Bellek İzmir’in teorik arka planını oluşturuyor.

Dr. Mert Kaya’ya göre yaratıcı üretimin de böyle bir belleğe ihtiyacı var: “Hiçbirimiz ölülerin vantrolokları değiliz; onların yerine konuşmuyoruz. Ama eskinin aptal seslerinin yansımalarında kaybolmayalım diye, geçmişin izlerini bugüne taşımamız gerekiyor. Yaratıcılık, tam da bu izlerin peşine düşerken ortaya çıkıyor.” İzmir’in kıyıda köşede kalmış hikâyelerini toplamaya devam edeceğini söyleyen Kaya, konuşmasını “Hikâyelerim gökten düşen üç elmayla son buluyor. Biri benim başıma, biri dinleyenin başına, diğeri hikâyenin öznesinin başına. Aslında bir masanın etrafında üç kişi oturuyor oluyoruz” sözleriyle tamamladı.

Tarihsel belleğin yerelde yeniden inşası

Kentlerin Öteki Belleği – I

Kentlerin Öteki Belleği – II

Kentlerin Öteki Belleği – III

Bir Hafıza Yarası: Hatırlanabilir Olan Nedir?

Öbür taraf

Etiketler: Bellek İzmir; Mert Kaya; kentsel bellek; yaratıcılık; hafıza ve mekân; İzmir tarihi; Tarihi Havagazı Fabrikası; Ermeni tarihî; kent hikâyeleri; Creative Talks and Beyond