Engelli Bakanlığı Mutlaka Kurulmalı

Engellileri daha iyi anlamak, onlarla empati kurmak ve sorunlarına dikkat çekmek için düzenlenen 10-16 Mayıs Dünya Engelliler Haftası sona erdi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) tarafından 2014-2019 yılları arasında yapılan en güncel Türkiye Sağlık Araştırması’na göre, ülkede yaklaşık 10 milyon engelli yurttaş bulunuyor. Engelli yurttaşların sağlık cihazlarından sosyal yardımlara, evde bakım desteğinden istihdam alanı ve toplu ulaşım araçlarına kadar birçok alanda yaşadığı sorunlar çözümsüz bırakılıyor. 

Kamuda yüzde 4, özel sektörde yüzde 3 engelli çalıştırma zorunluluğu bulunuyor. Ancak 5,1 milyon kişinin kamuda çalıştığı Türkiye’de, kamuda çalışan engelli memur sayısı 2023 yılında sadece 67 bin 985 olarak açıklandı. Kamuda çalışan engelli çalışan sayısı, toplam çalışan sayısının yaklaşık yüzde 1,3’e denk geliyor. 

2021 yılında yayımlanan Mevzuattan Uygulamaya Engelli Hakları İzleme Raporu’nda da engellilerin ulaşım haklarına dikkat çekiliyor. Özel tertibatlı engelli transfer aracı olan 21 büyükşehir ve il belediyesinin araçlarla hizmet verdiği ifade edildi. Bilgi edinme başvurularına cevap veren 161 ilçe belediyesi arasından yalnızca 52’sinin özel tertibatlı engelli transfer aracına sahip olduğu belirtildi. 

Döviz kuru 2021 yılından beri rekorlar kırarken, engellilerin kullanmak zorunda olduğu işitme cihazı ve protezlerin fiyatları da son bir yılda ikiye katlandı. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) verdiği destekler ise yetersiz kalırken, yurttaşlar arada kalan binlerce TL’yi cebinden ödemek zorunda kalıyor. İşitme engellilerin kullanmak zorunda olduğu işitme cihazlarının, parçaları ve pilleri yurtdışında getiriliyor. Engellilerin kullanmak zorunda protez ve ortezler ise Türkiye’de üretilmiyor. Yurttaşın parası değer kaybederken kur farkı nedeniyle cihazlara ve protezlere her geçen gün bir zam daha geliyor.

ÖDENMESİ GEREKEN FARK BİNLERCE LİRA

Engelli yurttaşların kullanmak zorunda olduğu protez ve ortez fiyatları da son bir yılda ikiye katlandı. SGK’nin protez ve ortezler için yıllardır değiştirmediği ücret, geçen mart ayında artırıldı ancak yurttaşın cebinden ödemesi gereken fark hâlâ çok yüksek. Binlerce liralık farkı kendi cebinden ödeyemeyen engelli yurttaşlar ya kırık ve bozuk protezlerini kullanmak zorunda kalıyor ya da evlerinden çıkamıyor. 

SGK diz altı protezleri için 6 bin 390 TL ile 18 bin 112,50 TL arasında, diz üstü protezleri için ise 10 bin 302 TL ile 82 bin TL arasında destek veriyor. Ancak birçok özel firmanın diz altı protezleri için 190 bin, diz üstü protezler içinse 650 bin TL’ye kadar çıkan fiyatlar verdiği belirtiliyor. Arada kalan binlerce liralık farkı yurttaşlar cebinden ödemeye çalışıyor. Ortalama bir akülü tekerlekli sandalyenin fiyatı 19 bin TL’den başlarken, bu rakam 60 bin TL’ye kadar çıkıyor. Akülü arabaların iki yıl önceki fiyatı ise ortalama olarak 7 bin 500 TL’ydi. 

SGK, 2024 yılı itibariyle dirsek altı protez kol için 5 bin 350 TL ile 64 bin 140 TL, dirsek üstü protez kol için 10 bin 652 TL ile 77 bin 230 TL arasında değişen katkı ücreti veriyor. Dirsek altı protez kol fiyatları ise ortalama 25 bin TL’den başlıyor. 

SGK’nin hayatlarını devam ettirebilmek için işitme cihazlarını satın almak zorunda olan yurttaşlara da desteği yok denecek kadar az. SGK, 18 yaş üstü çalışanların işitme cihazı ücretlerinin sadece 2 bin 422 TL’sini karşılıyor. Emeklilerin ise yalnızca 3 bin 28 TL’sini karşılamasının yanı sıra maaşından da yüzde 10’a denk gelen 302 TL kesinti yapılıyor. Ancak, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) milletvekillerinin ve birinci derece yakınları, SGK ödemesi yerine TBMM katkı payından yararlanıyor. 

“ENGELLİ BAKANLIĞI KURUN”

Bu haftanın içinde bir de 12 Mayıs Dünya İşitme Sağlığı Günü, her yıl işitme kaybının önlenmesi ve işitme engellilerin yaşam kalitesinin iyileştirilmesi için farkındalık yaratmak amacıyla kutlanıyor. Günün bu yılki teması ise “İşitme sağlığında gelecek, erken tanı ve müdahalede!”. İstanbul İşitme Cihazları Satıcıları Derneği (İŞİTMER) Başkanı E. Arslan Arslan, işitme kaybının tedavisinde ise işitme cihazları, koklear implantlar ve cerrahi gibi çeşitli yöntemler kullanıldığını belirtti.

Arslan, “12 Mayıs Dünya İşitme Sağlığı Günü, işitme kaybının farkındalığını artırmak ve işitme engellilerin yaşam kalitesini iyileştirmek için önemli bir fırsattır. Erken teşhis ve müdahale ile işitme engellilerin yaşam kalitesini yükseltmek ve daha kapsayıcı bir toplum inşa etmek mümkündür” dedi.

Engelliye çifte standardın Meclis’te başladığını söyleyen Arslan, şöyle devam etti: “2024’te 10 bin TL emekli maaşı alan insanımız karnını mı doyuracak? Yoksa işitme cihazı mı alacak? Milletvekillerine TBMM çift cihaz 26 bin 980 TL ödüyor. Emekliye ise SGK yalnızca 3 bin 28 TL ödüyor. Anayasal eşitlik ilkesine göre milletvekiline ne ödeniyorsa vatandaşa da aynı rakam ödenmelidir. Ülkemizde 12 ile 14 milyon arası yaşayan engelli birey bulunmaktadır. Bu sayının aileleri ile kaç edeceğini gelin siz hesap edin artık. Ülkemizde engellilerin sorunları ve çözümleri için Engelli Bakanlığı kurulmalıdır.”

YEREL YÖNETİMLERDEN İŞİTME CİHAZI DESTEĞİ

Türkiye’de tüm yaşananlara bakıldığında yerel yönetimlere çok ciddi görevler düşüyor. Her ne kadar engelli transfer aracı sayısı sahip belediye sayısı az olsa bile CHP’li İzmir Büyükşehir Belediyesi ve CHP’li Esenyurt Belediyesi engelli yurttaşlara işitme cihazı konusunda destekler sundu. 

İlk olarak 2008 yılında Aziz Kocaoğlu döneminde İzmir Büyükşehir Belediyesi, sosyal güvenlik kurumlarının işitme cihazı satan firmalara ödeme yapamaması nedeniyle işitme engelli vatandaşlar yaklaşık 6 aydır beklerken, İzmir Büyükşehir Belediyesi Eşrefpaşa Hastanesi, sosyal güvencesiz ve yeşil kart sahibi işitme engelli hastalara “işitme cihazı” taktı. İhtiyaç sahibi 60 hastadan ilk bölümü olan 21 kişinin işitme cihazları, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile Eşrefpaşa Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Hülya Güven nezaretinde takıldı. 

CHP’li Esenyurt Belediyesi ise 2024 yılının ocak ayında, ilçede işitme engeli olan yurttaşlara cihaz desteği sağladı. Belediyeye gelen talep doğrultusunda başvuruyu değerlendiren yetkili birimler gerekli cihazları hızla temin ederek vatandaşların ihtiyacını karşılıyor. Uzman doktorlar tarafından sağlık taramasından geçirilen bireylere işitme cihazının takılmasının ardından, kullanım aşamaları ise tüm detayları ile anlatılıyor. İhtiyaç duyduğu cihaza kavuşmanın mutluluğunu yaşayan vatandaşlar bu projeden duyduğu memnuniyeti dile getirirken, belediye ekipleri ise ilçede bulunan engelli bireylere yönelik hizmetlerin tüm hızıyla devam edeceğini belirtti.

Bir diğer sorun ise engellilerin afetlerde yaşadıkları sorunlar. 2020 yılında İzmir’de geçen şubat ayında da Maraş merkezli yaşanan depremlerden sonra, konuşma ve işitme engelliler, deprem sonrası arama-kurtarma çalışmalarında “Sesimi duyan var mı?” çağrısına yanıt veremedikleri için endişeli. Konuşma ve işitme engellilerin geceleri boyunlarına düdük asarak uyudukları ifade ediliyor. 

Hasta ve Engelliler ile Yakınları Hakları Derneği (HEYAD) Başkanı Hüseyin Ayhan, engellilerin sadece özel günlerde hatırlanmasına karşı olduklarını söyledi. Ayhan, “Engelli Haftasında yapılan programlar sadece bu hafta ile sınırlı kalmamalı. Engelli bireylerimizin yaşamış olduğu sorunlar hakkında toplumsal olarak bakış açımız değişmediği sürece yaşadıkları sıkıntılar devam edecektir. Öncelikle engellileri bir detay olarak değil bir birey, bir vatandaş olarak görmemiz, şartları eşitlememiz gerekmektedir. Özellikle yetkililere sesleniyoruz. Özel günlerde engellilere vaatler vererek daha sonra onların yüzüne bakmamazlık yapmayın. Bu durum onları derinden etkiliyor” dedi.

31 Mart’ta yapılan seçimlere de değinen Ayhan, şunları dile getirdi: “31 Mart’ta yapılan seçimde birçok belediye başkan adayı engelli bireyler için vaatlerde bulundu. Engelli bireyler en temelinde kaldırımların ve yolların düzeltilmesini, trafikte yaşanan sorunların ortadan kalkmasını, medikal ürünlerin ücretsiz olmasını, işe alım gücü imkânının artmasını ve maaşlarının yükseltilmesini istiyor. Engelliler sadece seçim zamanı hatırlanmak istenmiyor. Seçim zamanı verilen vaatler seçimlerden sonra unutuluyor.”

“KANUNLAR UYGULANSA BİLE YETER”

Engellilerin haklarıyla ilgili 5 ana başlıkta sorun yaşandığını belirten Engelim Olmayın Derneği Başkanı Dilek Dündar, “Yaşam hakkı, eğitim hakkı, istihdam hakkı, sağlık hakkı ve toplumsal algı hakkı. Bu hakların hemen hemen hepsinde bir takım sorunlar var. Bu sorunlar hem hükümet tarafında hem yerel yönetimler tarafından yaşanıyor. Bu haklara ulaşabilmek için engelliler sürekli mücadele veriyor. Engellilerin ihtiyaçlarının karşılanması için 1997 yılında kanun çıkmış ve çok kapsamlı ancak hiçbiri uygulanmıyor. Bütün sorun buradan başlıyor” dedi.

Toplumsal algının değiştiği zaman çok önemli bir eşiğin atlanacağını vurgulayan Dündar, “Bireylerin sadece kendine ait bir dünya değil ancak engelli bireylerin olduğunu kabul etmeleri gerekiyor. Her bireyin ‘Buradan bir engelli geçebilir’ diye düşünmesi gerekiyor. Örneğin Datça’da yeni yapılan her yol ve kaldırım engellilere uygun yapılıyor. Ancak kaldırım iniş çıkışına araç park ediliyor, masa koyuluyor. Yaşayanlar yalnızca kendilerini düşündükleri için bir takım sorunlar yaşanıyor. Biz bu sorunları çözmek için okullarda eğitimler veriyoruz. Aslında kaldırımlar kime aittir sorusunun cevabı çok basit. Kaldırımlar yayalara bırakılırsa ulaşımla ilgili birçok sorun çözülür. Halkın duyarlı olması lazım ve bu duyarlılığının sürekli olması lazım. İnsanların empati yaparak kurallara uyması gerekiyor. Kanunlar çok güzel yazılmış, düşünülmüş ama yalnızca düşünülmüş. Hiçbiri uygulanmıyor. Var olan kanunlar bile uyulsa engellilerin sorunları neredeyse tamamen biter” diye konuştu.

Evde Bakım Hizmetleri: Bize Kim Bakacak?

Bu Sese Kulak Verelim: Otizmli Yurttaşlar Ne İstiyor?

İlaçlara Erişim Savaşı: Sağlık Krizinin Görünmeyen Yüzü