“Harcanan her kuruşun hesabını soran bir bakış açısını egemen kılıyoruz. Böylece ülkemizin kaynaklarını çok daha verimli ve öncelikli alanlarda kullanabileceğiz“
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 15 Mayıs 24
Bazen en büyük israf zaman, üstelik ne kadar çabalarsanız çabalayın zamandan tasarruf da edilmiyor, geri de alınmıyor… Ama dünden bugüne ne oldu, nasıl oldu, kim ne yaptı ya da gelecekte nasıl yapılır diyebilmek, sorabilmek hâlâ mümkün. Hükümet kamuda yeni tasarruf tedbirlerini açıkladı.
Geçen yıl temmuz ayında kamu kurumlarına gönderilen genelge bir yana, Mehmet Şimşek‘in Maliye Bakanlığı’na gelişinden neredeyse 1 yıl sonra duyuruldu kamuda tasarruf önlemleri. Son tedbirler yılın ikinci yarısından itibaren üç seneliğine uygulanacak. Kalan bir yıllık pay muhtemelen seçim ekonomisi, o da vakitlice yapılırsa…
Gerçi Cumhurbaşkanı Erdoğan “Paketin sadece 3 yıllık bir hedef olarak görülmemesi gerektiğine inanıyorum” dedi ve tasarrufun bir kültür olarak artık hayatımıza girmesi gerektiğini söyledi ya, neyse…
“CANI GÖNÜLDEN” TASARRUF
Her şey zaman…
Hesap zaman kitap zaman…
Bakın, Türkiye’yi neredeyse çeyrek asırdır yöneten ve son olarak bir otobüste görülen hükümetin bakanı ne diyor?
“Bir taraftan tasarruf tedbirleri, bir taraftan da muhabbete vesile oluyor. 2 gün önce Sayın Cumhurbaşkanımız tasarruf tedbirleriyle ilgili neler yapılacağını uzun uzun anlattılar. Bu konuda Maliye Bakanlığı’nın da bir brifingi vardı kabinede. Bizler de canı gönülden katılıyoruz. Bazen protokolle giderken arkamızda 200 araçlık konvoy oluyor. Benim şoför, Vali Bey’in şoförü, diğer arkadaşların şoförleri, korumalar ordusu, onlar özel araçlarla geliyorlar. Şimdi ona da dikkat ederek tek bir araçta gidip geliyoruz. Şimdi herhalde 200 tane araç olması lazımdı arka tarafta, ondan kurtarmış olduk…”
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki otobüsün en önünde, şoförün neredeyse ensesinde.
Yanında Hatay Valisi, arka koltuklarda belediye başkanları, basın mensupları…
Hatta kimileri ayakta, sanırsınız Pendik-Kadıköy hattı…
2023 verilerine göre Türkiye’de kamu idarelerinin mülkiyetinde 115 bin 904 taşıt bulunuyor. Bu rakam Almanya’da 9 bin, Japonya’da 10 bin, Fransa’da 8 bin civarında…
Türkiye’de kamunun elindeki taşıtların hepsi makam aracı değil.
Ağırlığı 72 bin 373 araçla savunma ve güvenlik oluşturuyor.
13 bin 71 araç ise idari hizmetlerde kullanılıyor.
Maliye Bakanlığı verileri böyle diyor. Gazeteci Gökçen Tuncer’in 2022’de kaleme aldığı dosyasında ise özetle şöyle deniyor:
“11 yılda kara, hava ve deniz araçlarının alımı ve kiralanmasına harcanan toplam para 17,8 milyar lira“
BANDO MALZEMESİNE 4 AYDA 1 MİLYON 696 BİN LİRA
Maliye Bakanlığı’nın en önemli birimlerinden Muhasebat Genel Müdürlüğü’nün 2024 yılı merkezi yönetim bütçe giderlerinin ekonomik sınıflandırması tablosuna bakılacak olursa devlet ilk dört ayda geçtiğimiz yıllara göre bazı kalemlerde nispeten kısmaya başlamış.
Gelgelelim ocaktan nisana değin ortaya dökülen rakamlar bütçe açığının devasalığı düşünüldüğünde okyanusta damla misali olsa da şaşırtıcı.
İlk dört ayda taşıt kiralama giderleri için 1 milyon 237 bin 374 lira, kara taşıtı alımları için 79 milyon 20 bin lira harcama yapılmış.
Yeni tasarruf paketinde gündeme gelen gayrimenkul alımları ve kamulaştırılması için dört ay kasadan 9 milyar 332 milyon 983 bin lira çıkmış.
Sadece AKP iktidarı döneminde değil hemen her hükümet döneminde istisna tutulan güvenlik ve savunmaya yönelik harcamalar, “Güvenlik ve Savunmaya Yönelik Mal, Malzeme ve Hizmet Alımları, Yapımları ve Giderleri” başlığı altında toplanmış ve 121 günde 8 milyar 651 milyon 734 bin lira harcama yapılmış.
Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Türk Exim Bank gibi mali kurumlar için dört aylık harcama gideri 24 milyar 572 milyon 696 bin lirayken kültür varlıklarının alımı ve korunma için devletin kasasında 1 milyon 152 bin lira çıkmış.
Yine ilk dört ayda tıbbi malzeme ve ilaç alımları 926 milyon 411 bin lira tutarken, milletvekilleri ilaç giderleri için 3 milyon 451 bin lira harcanmış, öğrencilerin ilaç giderleri ise 54 bin lirada kalmış.
Bando malzemesi alımları ise hem kültür varlıklarından hem ilaçtan daha önemli gibi, ilk dört ayda 1 milyon 696 bin lira gitmesi bunun göstergesi.
DÜNÜN DALGA KONUSU BUGÜNÜN BİRİNCİ HASSASİYETİ
Bugünden bakıldığında bütçe açığı 2,7 trilyon lira olan Türkiye’de kamu “100 milyar lira tasarruf edeceğiz” diyor hükümet.
Yani devletin kendi namına tasarruf hedefi bütçe açığının yüzde 1’i bile değil.
İşin tuhafı 2015’te “Makam araçları çerez parasıdır” diyen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek önce nisanda talimat verip 500 makam aracını satışa çıkartıyor, son genelgede ise en çok değindiği konunun başında bu makam araçları geliyor.
BABUŞÇU: “DEMEK HÜKÜMET ÇEREZ PARASINA KADAR DÜŞMÜŞ”
Ziraat Bankası Eski Genel Müdür Yardımcısı, Başkent Üniversitesi Uluslararası Finans ve Bankacılık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şenol Babuşçu’ya soruyorum.
“Şimşek o zaman muhalefeti vizyonsuzlukla eleştiriyordu, kamu araçlarının tasarruf edilmesiyle bir yere varılamaz diyordu. Şimdi açıkça kendisi söylüyor. Bugün bir yere varılacağını bekliyorsa demek hükümet o çerez parasına kadar düşmüş vaziyette” diyor.
İktisat yazarı Mustafa Sönmez de hem samimiyetten hem inandırıcılıktan uzak buluyor Şimşek’in açıklamalarını:
“Bundan bir süre önce kamu taşıtlarını yük görmeyen, şimdi kamu taşıtlarını yük görüyor. Ne değişiyor? Devletin yapısı mı? 2,7 trilyonluk (Bütçe açığı ise 2 trilyon 652 milyar TL) açığı nereye düşüreceksiniz? 100 milyar devede kulak bile değil. AKP iktidarı ağzıyla kuş tutsa bu toplumu kemer sıkmaya inandıracak, gönlüyle rızasını alabilecek durumda değil.“
1988’DEN 2024’E TASARRUF
Hakikaten zaman bazen büyük israf.
Hele geçip giden yıllara bakınca…
Türkiye’de hükümetler 1980 darbesi sonrası, yani kâğıt üzerinde normale döndükten sonra çok sayıda kamuda tasarruf genelgesi yayımladı.
Resmî Gazete’de 1988 nisan ayından 2021’e kadar on farklı genelge, sayfalar dolusu metin var…
Hemen hepsinin özü aynı geçen 36 yıl içinde.
Kabaca beş ana konuyu odağına alıyor genelgeler…
Resmi taşıtların kullanımı ve bakımı, kadro ve atama süreçleri, enerji ve kaynak kullanımı, idari işlemler ve bürokrasi ve elbette tasarruf ve harcama kontrolü…
Hepsi son genelgede de farklı cümlelerle yer alıyor.
Kamu tasarruf politikalarının on farklı genelgede şu anda uzun gibi görünen ama sizi temin ederim hayli kısa kıyaslaması şöyle:
- Kadro Doldurma ve Atama Süreçleri
-1988 Genelgesi: “Personel açığı için nakil ve atama yöntemleri kullanılmalıdır.”
-1992 Genelgesi: “Personel istihdamı ve kullanımıyla ilgili Maliye Bakanlığı’nın talimatlarına uyulacak.”
-1995 Genelgesi: “Personel görevlendirmeleri, fazla mesai kullanımı ve personel giderleri konusunda yeni düzenlemeler getiriliyor.”
-2021 Genelgesi: “Kamu kurumları, sözleşmeli ve geçici personel istihdamında gereksiz maliyetlerden kaçınmak için ihtiyaç doğrultusunda planlama yapacak ve gereksiz istihdamdan kaçınacaktır.”
- Tasarruf ve Harcama Kontrolü
– 1988 Genelgesi: “Kamu harcamalarının maksimum düzeyde kontrol edilmesi gerekmektedir.”
– 1992 Genelgesi: “Genelge, bütçe tasarısındaki hedefler doğrultusunda genel ve katma bütçeli idareleri, kamu iktisadi teşebbüslerini ve bağlı ortaklıkları, özel bütçeli kuruluşları kapsar.”
– 2002-2003 Genelgesi: “Bazı kamu kurum ve kuruluşlarına ait bölge müdürlükleri ve başmüdürlüklerinin kaldırılması ve tasarruf tedbirleri alınacaktır.”
– 2021 Genelgesi: “Kamu kurumları, harcama kontrolü ve izleme mekanizmalarını güçlendirerek bütçe disiplinini sağlayacak ve gereksiz harcamaların önüne geçecektir.”
- Enerji ve Kaynak Kullanımı
– 1988 Genelgesi: “Enerji ve akaryakıt kullanımında tasarruf sağlanmalıdır.”
– 2021 Genelgesi: “Kamu kurumları, kamu iletişim ve tanıtım faaliyetlerinde tasarruf sağlamak için dijital medya ve sosyal medya gibi düşük maliyetli ve etkili iletişim kanallarını daha fazla kullanacak ve geleneksel medya harcamalarını azaltacaktır.”
- İdari İşlemler ve Bürokrasi
-1988 Genelgesi: “İdari işlemlerde gereksiz bürokrasinin önüne geçilmelidir.”
-1994 Genelgesi: “Kamu yönetiminde zaman, insan gücü ve para tasarrufunun önemine değinilir.”
- Resmi Taşıtların Kullanımı ve Bakımı
– 1992 Genelgesi: “Resmi taşıtların kullanımı sınırlı olacak ve ekonomik kullanım ön planda tutulacaktır.”
– 1995 Genelgesi: “Resmi taşıtların kullanımında belirli kurallar ve sınırlamalar getirilmiştir.”
– 2007 Genelgesi: “Resmi taşıtların kullanımında belirli kurallar ve sınırlamalar getirilmiştir.”
– 2024 Genelgesi: “Ambulans, savunma ve güvenlik dışında yeni araç satın alma ve kiralama 3 yıl durdurulacak.”
Dolayısıyla Türkiye kendi tekrarlayıp duruyor.
- ve 50. hükümetlerdeki SHP’nin koalisyon ortaklığını akılda tutup genelgelerin hepsinin altında siyasetin sağ yelpazesindeki parti liderlerinin olduğunu görmek mümkün.
TAŞIT KANUNU VAR AMA…
“2,7 trilyonluk bütçe açığını sadece arabalarla mı kapatacağız?” diyenler haklı.
Ama madem herkes bunu konuşuyor, tarihte biraz daha geriye gidip 5 Ocak 1961 tarihli kanunu da anımsamak gerekiyor.
237 sayılı Taşıt Kanunu’nun 4. maddesi aynen şöyle buyuruyor:
“Emirlerine ve zatlarına binek otomobili verilenler (1) sayılı cetvelde, makam hizmetlerine tahsis edilen taşıtlar (2) sayılı cetvelde gösterilmiştir.”
O cetvelde taş çatlasa 300 bilemediniz 500 kişiye hadi bin insana yer var.
Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, bakanlar, grup başkanları ve vekilleri, TBMM Başkanlık Divanı üyelerini, valileri, genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanlarını, AYM, Yargıtay, Danıştay, Sayıştay başkanlarını, cumhuriyet savcılarını, YSK Başkanı’nı, yurtdışındaki elçilikleri, daimî delegeleri ve askeri temsilcilikleri kattığınızda…
Gelgelelim bu ülke, eşine çocuğuna resmi araç tahsis eden en düşük profilli kamu görevlileri bile gördü değil mi?
“TASARRUF PAKETLERİ -CEK -CAK’TIR”
Bir bakıma Profesör Doktor Şenol Babuşçu’nun yukarıdaki sözleri mevzuyu özetliyor:
“‘Bunlar yapılacak, bunlar alınmayacak, bunlar satılacak’ Cak cak cak cak! Öyle devam eder. Açıklandığı tarihte nasıl bulduğumdan çok bu paket bittiğinde sonuçta rakam ne çıktı ne kadar tasarruf edildi ona bakmak lazım. Açıklanan rakam şu an 100 milyar tasarruf edileceğine ilişkin. 100 milyar tasarruf edildiği söyleniyorsa genelde bu tür paketlerde 3’te 1’i, 4’te 1’i, 5’te 1’i ancak tasarruf edilmiş olur dönem sonunda. Hep birlikte göreceğiz ne kadar yapıldığını.”
SÖNMEZ: ÇOK CİDDİ BÜTÇE KANAMASI VAR
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz kamudaki tasarruf tedbirlerinin 15 maddeyle sınır olmadığını söylüyor.
“Bütün bunları bir yerde toparlayıp, belli bir süzgeçten geçirip uygulamaya geçeceğiz” diyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, tasarrufun AK Parti hükümetlerinin önemli bir özelliği olduğunu, ilk tasarruf çabaları olmadığını son da olmayacağını söylüyor.
Muhalefet ise genelgenin bir nevi makyaj, dostlar alışverişte görsün şeklinde açıklandığı kanaatinde.
Genelgede emekçinin servisi, lojmanı var. Milyarlarca liralık hazine garantileri yok.
Hazine garantili ödemeleri süren Çanakkale, Gökçeada, Kocaeli, Cengiz Topel, Zafer Havaalanı yok.
Sözcü gazetesinin haberine göre geçen yıl sadece personel gideri 8 milyar 486 milyon liraya çıkmış durumda.
Zafer Havaalanında bu yılın ilk 4 ayı için 440 bin yolcu garantisi verilirken gerçekleşen yolcu sayısı 9 bin. 4 ay için işletmeci firmaya ödenecek tutar 2 milyon 240 bin Euro.
Mustafa Sönmez’e bunu anımsatınca nasıl gerekçelendirileceğini özetliyor:
“Şöyle bir gerekçe uyduracaklar: ‘Bu sözleşmeler yurtdışı mahkemelerin gözetiminde imzalanmış sözleşmeler. Onun için bir şey yapamayız’ Ama istenirse bu sözleşmeler yeniden gözden geçirilebilir. Burada çok ciddi bütçe kanaması var. Hakikaten bütçede 6 milyar dolar şehir hastaneleriyle bu sözleşmelere gidiyor. Bunları gözden geçiren bir iktidar en azından çok derman olmasa da bu kadar eleştiri toplayan, bu kadar kamu aleyhine bir programı, bir projeyi gözden getirmiş olurdu. Buna dokunmuyorlar. Bir dizi saray harcamaları var. Mesela bu çok insanlara dokunuyor. Yani Erdoğan’ın ‘İtibardan tasarruf olmaz’ sözü… Hiçbir şekilde kendisi çıkıp ‘Ben de şunu yaptım’ falan demiyor.”
Almanya’nın eski Şansölyesi Angela Merkel, resmi bir konut yerine Berlin’de basit bir apartmanda yaşıyor, indirimli marketlerden alışveriş yapıyordu.
Uruguay’ın eski Devlet Başkanı Jose Mujica, küçük bir çiftlikte hayatını sürüyor, maaşının büyük bir kısmını hayır kurumlarına bağışlıyor, eski bir Volkswagen Beetle kullanıyordu.
Örnekleri çoğaltmak mümkün…
Dünyayı yöneten 5 aile değil ama gezegenin en gelişmiş 10 ekonomisinin başındakilerin yıllık maaşı 22 bin dolar- 408 bin dolar aralığında değişiyor.
Listeye Türkiye’yi de katarsanız yıllık maaşta Çin ve Hindistan’ı geride bırakıyor.
“TASARRUF GENELGESİNİN BİR BAĞLAYICILIĞI YOK”
İktisatçı Mustafa Sönmez’in özellikle değindiği bir başka husus ise tasarruf genelgelerinin yaptırımımı olmaması…
Sönmez bağlayıcı olanın bütçe olduğunu hatırlatıyor:
“Yahu tasarruf genelgeleri bağlayıcı değil, bütçedir bağlayıcı olan. Bütçeyi yasa olarak çıkarıyorsunuz, meclisten geçiriyorsunuz. Ondan sonra bakanlıklara ödenekler tahsis ediyorsunuz. Sonra bakanlıklara diyorsunuz ki; ‘Bu ödenekleri mümkünse kullanmayın’ Niye kullanmasın? Yani kullanmamanın da herhangi bir müeyyidesi yok ki! Doğru dürüst bir takip yok. Denetim yok. Şimdi bir sürü güya tasarruf genelgesi yayınlıyor. Güvenlik ve askeri bütçeler dışında diyor. Bu ikisi bütçenin en önemli kalemleri. Böyle istisnalar koyduğunuz zaman çalışmıyor. Bakın dört ay geçti 2024 bütçesinin uygulamasından. Üç ayın açığı 513 milyar lira… Bu bütçenin dörtte biri zaten keyfiyetle kullanılmış. Bundan sonrasında ‘Tasarruf ederseniz iyi olur’ diyorlar. Samimi olsalar meclise yeni bir bütçe getirirler. Yeni bir bütçe tasarruf önlemleri de içeren, tasarrufa mücadeleyi amaçlayan, ödenekleri azaltılmış, açığı düşürülmüş bir bütçe… Bu daha bağlayıcı olur. Bunu yapmıyorlar.”
Sönmez ile konuştuktan 48 saat sonra Hazine ve Maliye Bakanlığı yılın ilk dört ayının açığını 691,3 milyar TL olarak duyuruyor, köprü ve otoyol ücretlerine yine zam gelen memlekette…
“30 Haziran’a kadar yaklaşık bir buçuk ay içerisinde vergi paketi, zam paketi önümüze gelecek” diye ekliyor Profesör Şenol Babuşçu, Maliye Bakanı Şimşek’in “İlave diğer tedbirlerle yeni maliye politikasını da atacağımız adımlarla işte dezenflasyon sürecine katkıda bulunacağız” sözlerini hatırlatarak:
“Şimdi bu bütçe gideri tarafıydı. Bütçe gelirlerini de arttırmamız lazım bütçe açığının düşmesi için. Bütçe gelirleri arttırmak için de ortaya 1 trilyonluk paket koyacak. Böylece bütçe gelirlerini arttırırsak açık 2,7’den 100 milyar düşerse 2,6’ya düşer. Bir trilyonla gelirler arttığı zaman 1,6’ya düşer. O zaman bir şeye benzeyecek diyecek“
Peki asıl para kimin cebinden çıkacak?
Vergi ve zamlarla halkın, vatandaşın.
Babuşçu’ya göre paketin alametifarikası “Biz 100 milyar tasarruf ettik, biz gider tarafına katkıda bulunduk siz de gelir tarafa katkıda bulunun” demek.
Yani altyapı hazırlanıyor.
O sırada yılın ikinci yarısına doğru geri sayım…
Kamuda taşıt için… Ajanda, takvim, plaket ve eşantiyon türü hediyelere yasak için…
Sokak ve cadde aydınlatmasında bol tasarruflu Led’e geçiş için…
Ve tasarruflu ampullerin gölgesinde zorlu bir kışa hazırlık için…
______
Prof. Dr. Şenol Babuşçu söyleşisinin tamamını okumak için tıklayınız.
Mustafa Sönmez söyleşisinin tamamını okumak için tıklayınız.
Mete Kaan Kaynar: “Erdoğan İktidarı için Yeni Anayasa İstiyor”
“Deprem, İstanbul’da Kanalizasyon Şebekesini Kötü Etkileyecek”