Profesör Babuşçu: “Hükümet Çerez Parasına Kadar Düştü”

Kamuda tasarruf paketi açıklandı. Hükümet için hedef hayat pahalılığını gündemden çıkarmak. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek basının karşısına geçti, madde madde sunum yaptı. Araç ve bina alımlarının durdurulmasından personel servislerine kadar birçok sınırlama uygulanacak. 

Peki bütçe açığı 2,7 trilyon lira olan Türkiye’de 100 milyar lira hedefli tasarruf ne kadar işe yarayacak? 

Fikir Gazetesi, uzmanlarla konuştu.

Başkent Üniversitesi Uluslararası Finans ve Bankacılık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şenol Babuşçu ve iktisat yazarı Mustafa Sönmez akıllara takılan soruları yanıtladı.

“BU PAKETLER -CEK, -CAK’TIR, DÖNEM SONUNA BAKMAK GEREK”

Tasarruf paketi açıklandı. İlk başta direkt soru, nasıl buldunuz?

Şimdi tasarruf paketinde genelde -cek -cak’tır. “Bunlar yapılacak, bunlar alınmayacak, bunlar satılacak” Cak cak cak cak!” Öyle devam eder. Açıklandığı tarihte nasıl bulduğumdan çok bu paket bittiğinde sonuçta rakam ne çıktı ne kadar tasarruf edildi ona bakmak lazım.
Açıklanan rakam şu an 100 milyar tasarruf edileceğine ilişkin. 100 milyar tasarruf edildiği söyleniyorsa genelde bu tür paketlerde 3’te 1’i, 4’te 1’i, hatta 5’te 1’i ancak tasarruf edilmiş olur dönem sonunda. Hep birlikte göreceğiz ne kadar yapıldığını.

“HÜKÜMET, DEMEK ÇEREZ PARASINA KADAR DÜŞTÜ”

2015’te Mehmet Şimşek makam araçlarının bütçede çerez parası olduğunu söylemişti. Şimdi de “3 yıl yeni araç satın alınmayacak, kiralama yapılmayacak” dedi.


Çerez parası demişti. Çerez parasına kadar düştü şu an hükümet. O zaman muhalefeti eleştiriyor. Vizyonu yok. Kamu araçlarının tasarruf edilmesiyle bir yere varılamaz diyor. Açıkça kendisi söylüyor. Bugün bir yere varılacağını bekliyorsa demek ki o rakamlara kadar o çerez parasına kadar hükümet düşmüş vaziyette. Rakam gerçekten çok anlamlı bir rakam değil. 2,7 trilyonluk bütçe açığı öngörülmüş. Ki; bu 2024 bütçesi için hükümetin önerdiği ve meclis kabul ettiği bir bütçedeki rakam. 2,7 trilyonluk rakamın içinde 100 milyar rakamı çok komik kalıyor.

Diğer taraftan bütçenin giderlerine bakarsanız gider ve gelir dengesine baktığınızda 11,1 trilyon gider öngörülmüş ülkede. 11,1 trilyon giderin 11 trilyonu duruyor. Ne ekonomiye bir katkısı ne ekonomi yönetimine bir katkısı ne enflasyonun düşmesine bir katkısı olacağını sanmıyorum. Yapılacak tasarruf, bütçe giderlerinin binde 9’u.

Yani biraz da dostlar alışverişte görsün şeklinde.

Tabii… Binde 9’u, yüzde 1’i bile değil! Yani açıklayacağı tasarruf paketi giderlerinin yüzde 5’i olsa, yüzde 10’u olsa anlarım. Bütçe açığının 700’ünü kapatsa anlarım. O zaman bir derde deva olabilir. 

Peki neden bunu yaptılar?

Şundan dolayı yaptılar. 30 Haziran’a kadar yaklaşık bir buçuk ay içerisinde vergi paketi, zam paketi önümüze gelecek.

“BUNDAN SONRA VATANDAŞA ‘GELİN, ŞİMDİ SİZ DE KATKIDA BULUNUN’ DENİLECEK”

Zaten Mehmet Şimşek de bunun herhalde işaretini verdi. “İlave diğer tedbirlerle yeni maliye politikasını da atacağımız adımlarla işte dezenflasyon sürecine katkıda bulunacağız” dedi.

Evet. Şimdi o, şimdi bu bütçe gideri tarafıydı. Bütçe gelirlerini de arttırmamız lazım bütçe açığının düşmesi için. Bütçe gelirleri arttırmak için de ortaya 1 trilyonluk paket koyacak. Böylece bütçe gelirlerini arttırırsak açık 2,7’den 100 milyar düşerse 2,6’ya düşer. Bir trilyonla gelirler arttığı zaman 1,6’ya düşer. “O zaman bir şeye benzeyecek” diyecek.

Peki gelirleri artarken gelir artışını kim ödeyecek? 

Vatandaş ödeyecek. Vergi ve zamlarla. Bu paketin olayı “Biz 100 milyar tasarruf ettik, biz gider tarafına katkıda bulunduk siz de gelir tarafa katkıda bulunun” diye vatandaşa bir altyapı hazırlamak. Hep birlikte göreceğiz. 1.5 trilyonluk bir bütçe gelirlerini artırıcı bir bütçeyle gelecekler.

“IMF DENETİM DEMEK, DENETİME GİRMEMEK İÇİN IMF TARZI PROGRAMI KENDİLERİ UYGULUYOR”

Geçtiğimiz haftalarda iki farklı bakış açısına sahip iktisatçıyla, Prof. Korkut Boratav ve Prof. Seyfettin Gürsel ile konuştum. İkisi de Türkiye’nin örtülü bir IMF programı uyguladığını söylemişti. Siz ne düşünüyorsunuz? 


Tabii yani. AKP’nin özünde hiçbir zaman denetim diye bir kavram olmadı. IMF demek
denetim demektir. O yüzden yaptığı denetime girmemek için kendi kendine IMF benzeri bir program uygulamak.

“TASARRUF PROGRAMINA TEŞVİKLERİ, HAZİNE GARANTİLİ ÖDEMELER DE KATILMALIYDI”


Tasarruf yetmez, Sayıştay ve meclis denetimi de güçlenmeli. Cumhurbaşkanlığı sisteminin denetim ve dengede olmuş olsaydı belki bu kadar açık olmazdı. Bunlar hep konuşuluyor. Bir yanda da mesela hazine garantili ödemeler var. Bunu da katar mıydınız öyle bir yetkiniz olsaydı?


Hazine garantili ödemelerine katardım. Teşvikleri katardım. Vergi istisnalarını ve muafiyetlerini gözden geçirirdim. Yani Mehmet Şimşek’in 2015’te söylediği söz doğru. 115 bin araçla 15 binini satsanız, 25 binini satsanız veya bunların giderlerini azaltsanız nedir?
Yani bunlar rakam değil. 2015’te söylediği aslında doğru. Onlardan da tasarruf yapılmalı ama bunlardan yapılacak tasarruf 100 milyar. Ama otoyollardan, köprülerden yapılacak tasarruf veya teşviklerden yapılacak tasarruf 300-500 milyar.

“İdare Edin” Genelgesi, Tasarrufun Mini Tarihçesi

Mustafa Sönmez: “Hükümet Samimiyse Meclise Yeni Bütçe Getirir”

Mete Kaan Kaynar: “Erdoğan İktidarı için Yeni Anayasa İstiyor”

Orhan Gazi Ertekin: “Kriz Çok Daha Derinlerde Bir Yerde”