Demokratik Siyasetin Hammaddesi Olarak Hemşehrilik

Gazetemizin 19 Nisan haftasında “İktidar Endişesi vs. İktidar Telaşı” manşeti ile yayına giren sayısı, 1 Nisan sabahı uyandığımız umutluluk hâlinin ayaklarını biraz daha yere bastırma amacı taşıyordu. İnan İzci yerel iktidar sahiplerini bekleyen beş temel başlığı dayanıklılık, kalkınma, yaşam kalitesi, toplumsal barış ve demokrasi olarak özetliyordu.

Turan Dolu da “dalga yükseldiğinde dalganın üstünden bakıp her şeyin yoluna girdiğini düşünmenin de o denli yanlış” olduğuna dikkat çekiyor 89 SHP belediyelerinin akıbetini kulağımıza küpe yapıyordu. Her iki yazı da CHP’li belediyelerin sorumluluklarına dair önemli uyarı ve katkılar yapıyor olsa da bana göre Mert Kaya’nın aynı sayıda kaleme aldığı “Kentlerin Öteki Belleği-I” çok daha kritik bir boyuta dikkat çekiyor. Kaya “Toplumcu bir bakış açısıyla, yerel yönetimlerin yapabileceği, İzmir’in tarihinden hareketle, bir arada yaşanabileceğini örneklerle bugüne taşımak ve hatırlatmaktır” iddiası ile aslında benim müşterekler siyaseti olarak kavramsallaştırmaya çalıştığım yaklaşımla aynı perspektiften bir önermede bulunuyor.

Müşterekler siyaseti mevcut hakim siyaset anlayışına alternatif yaratma iddiasını dillendirir çünkü daha önceki yazılarımda da ifade ettiğim gibi yerel siyasetin işleyişi kişilerden öte yapısal şartlara tabidir ve kim olursa olsun makama oturanların bu işleyişte yapabilecekleri değişiklikler sınırlıdır. Aday belirlemeden, kadroların oluşmasına, politikaların belirlenmesine kadar tüm süreçlerde etkili olan kimliğe ve menfaate bağlı yanaşma (patronaj) ilişkileri sadece iktidara özgü değil, toplumun tüm kesimleri için geçerlidir. Herkes bildiği, tanıdığı, güvendiği kesimlerle ilişki kurduğu, iş yaptığı, diğerlerinin “güvenilmez tehditkâr ötekiler” olarak kaldığı sürece siyasetin de aynı mantıkta işlemesinde şaşılacak bir yan yok.

Hâl buyken benim iddiam, demokratik bir siyaset için isimlerin, kurumların değişmesinden önce bunları yaratan toplumsal hammaddenin yani siyasal kültürün değişmesine ihtiyaç var. Bunun yolu da yasanın 1930’dan beri buyurduğu hemşehri hukukunun tesisinden geçiyor. Daha önce de yazmış olduğum gibi bu hukuk herkesin yaşadığı şehir hakkında bilgi sahibi olmasını, kararlara katılmasını ve hizmetlerden faydalanması hakkını tanır. Maalesef bu tarif, siyasetin mevcut işleyişinin yakınından bile geçmez.

İlginç olan mevcut siyasetin de aslında hemşehri hukukuna göre işliyor olması. Fakat yasadaki hemşehri ile pratikteki hemşehri taban tabana zıt. Çünkü yasa herkesi ikamet ettiği beldenin hemşehrisi olarak ilan ederken, toplumsal dayanışma düzeyi herkesi sadece göç ettiği yerden, gelenlerle hemşehri sayar. Böylece yaşanan yer bir ortaklık zemini olmaktan çıkar, kentteki diğer hemşehri grupları ile karşı karşıya gelinen bir mücadele alanı olur.

İşte benim siyasal hammaddeyi dönüştürme gerekliliğine dair ısrarım hemşehrilik kavramını özüne döndürmeye odaklanır. Demokratik bir yerel siyaset, dolayısıyla toplumcu bir belediyecilik ancak hemşehri hukukunun tekrar özgün anlamda tesisi ile mümkün olabilir. Müşterekler siyaseti dediğim de bu dönüşümü sağlama yolunda etkili olacağını düşündüğüm bir stratejiyi işaret eder.

İddiam, hemşehriyi tekrar bulmak için kenti müşterekleştirmek gerektiği. Bu da hemşehrideki “hem” önekinden hareketle şehri paylaştığımız diğerleri ile hemmahal, hemzemin, hemhal ve hemdert olmaktan geçeceğidir. Demem o ki hemşehri olmak için kenti bilip, aidiyet beslememiz, kenti paylaştıklarımızla buluşabilmemiz, kentten haberdar olmamız ve kentin sorunları etrafında örgütlenebilmemiz gerekiyor.

Mert Kaya’nın yazısını hemşehriliği tekrar tesis etmenin adımlarından biri olan hemmahal olmaya hizmet edecek bir önerme taşıdığı için çok önemli buluyorum. Zira mahalde buluşmak önce o yerin geçmişinin, tarihinin farkında olmaktan; Cemal Kafadar’a atıfla “kim var imiş biz burada yoğ iken”i bilmekten geçer. Neyse daha fazla detaya girmeden burada durayım. Nasıl olsa bundan sonraki birkaç yazıda meramımı detaylı bir bir şekilde ifade etmeye çalışacağım.

 

Dost Belediyeciliği Değil, Hemşehri Hukuku

Şimdi Sosyal Belediyecilik Zamanı

Nasıl Bir Sosyal Belediyecilik